Kayıp Zamanın İzinde`n bir uyanış sahnesi mi bu?
Hangi odada, hangi zamanda, hangi yaşımda uyanıyorum?
Kaç gündür, kaç aydır ya da kaç yıldır uykudaydım?
Ya da ne kadardır ölüydüm?
Kendi ölü fotoğrafıma bakıyorum sanki.
Yerde öylece, boylu boyunca yatıyorum.
Ben miyim bu?
Evet, araba benim arabam, sokak benim sokağım, yerde `cansız` yatan benim bedenim.
Ama ben miyim gerçekten bu?
Başım çok ağrıyor…
Kollarımda serumlar, kanlar, etrafta doktorlar…
Nerdeyim ben?
Bir yoğun bakım odası olmalı.
Fotoğrafıma bakıyorum. Toprağın üzerinde öylece yatıyorum.
Canım kızım arabanın içindeymiş o an.
Hatırlamıyorum.
Ne yaşıyordu acaba?
Hiç bilmiyorum.
Acı, kafatasımdan bütün vücuduma yayılıyor.
Ne gördü ve ne yaşadı kim bilir.
Sessiz sessiz ağladığı geliyor gözümün önüne.
Başım müthiş ağrıyor.
Hastane olmalı burası.
Morfin ve serumlarla fotoğrafa bakıyorum.
Kendi ölüsüne bakan bir ruh gibi tavana çarpıyorum.
****
“Ölmek ne garip şey anne…”
Baba olmuşken üstelik.
Öptüğüm kızım geliyor aklıma.
Belki daha da garibi, kızının gözleri önünde ölmek.
Bir açıklaması vardır elbet, giderken cenazene.
“Toprak olmak ne garip şey anne.”
****
18 Mart 2022 günü yok benim için.
O günün tek bir dakikasını dahi hatırlamıyorum.
Bir yoğun bakımda öylece fotoğraflarına bakıyorum sadece.
İki kare zavallı fotoğraftan ibaret benim için.
Gittim ve geri geldim.
Öldüm o gün.
Ve yeniden doğdum.
Mina Urgan, “Nice güneşler doğacak, göremeyeceksin,” demişti, ölüm bilinci üzerine yazdığı şiirinde.
“Nice güneşler doğacak, göremeyeceksin
Yaz yağmurları yüzünü okşamayacak
Karpuz dilimlerini ısıramayacaksın.
Hanımelilerin kokusu
Senin için artmayacak
Karanlık basarken
Kurumuş bir yapraksın sen,
Toprağa karışacaksın.”
****
Toprağa karışacaktım belki de…
“Toprak olmak ne garip şey anne.”
Öylece hareketsiz uzanırken üzerinde…
“Düşlerimle sınırsız
Diretmişliğimle genç
Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma
Usulca açıverdi yanağımda tomurcuk”
Daha yaşayacak günlerim varmış.
Göreceğim güneşlerim varmış.
Ben Mina Urgan gibi düştüm o gün toprağa ama Füruğ Ferruhzad gibi uyandım. “Yeniden merhaba diyeceğim güneşe” diyordu o da şiirinde.
Merhaba dedim, güneşe, yağmura, hanımeli kokularına…
Merhaba.
Mevla, bir ömür daha verdi bana.
Kimin duası, neyin hatırı ya da hangi yarım kalmış günün kırgın güneşinin yeniden doğuşuysa…
Mevla bir hayat daha bahşetti bana.
Marcel Proust, Kayıp Zamanın İzinde`de, “Hayat, Yüce Tanrı’nın asla iki kere bağışlamadığı tek nimettir,” diyor.
Acaba öyle mi?
Merhaba dostlar, herkese yeniden merhaba…
****
Bu satırları hastanedeki yatağımdan yazıyorum.
Daha kaç gün daha burada kalacağım, bilmiyorum.
Tam 17 gündür hayattayım.
Bir ölü günüm var geçmişimde.
Yeni hayatımdaysa koskoca 17 günüm.
Canım eşim, biricik yavrularım, güzel ailem, harika dostlarım, arkadaşlarım, meslektaşlarım, vefalı okuyucularım var.
Doktorlarım şanslı olduğumu söylüyor.
Ölebilirdin diyorlar.
Bir arkadaşım, ilk müdahaleyi yapan doktorun nasıl simsiyah ve ümitsiz bir yüzle dışarı çıktığını anlatıyor… Ve o an kendisinin nasıl yıkıldığını…
Diyorum ya, gittim ve geri geldim ben.
Öldürmek istediler beni.
Başıma aldığım sert darbeler, çatlamış bir kafatası ve yarım kalmış bir beyin kanamasının nihayetinde bir mucizeyi yaşayacağım artık.
Ne kadar güzel insanlar tanıdım bu 17 günde.
Eşim gelen mesajlar, telefonlar ve edilen güzel dualardan bahsetti.
Bunların çok çok azını okuyabildim ve bunların da çok azına bizzat cevap verebildim.
Ama hepsini hissettim.
Tam 17 gündür hayattayım ben.
Kaybolmayan ve hiç kaybolmayacak bir zamanın izinde…
Hepinize şükran borçluyum.
Bir hayat borçluyum.
Merhaba dostlar, hepinize yeniden merhaba!
Başınıza gelen hadise çok üzücü, tam bir vandallık, amasız oh olsunsuz lanetlenmesi gereken bir olay.
ben siz bu hadiseyi yaşarken, zalimin kalemlerinin sizin için,
“cemaate en çok zarar veren gazeteci” ibaresini kullanmalarına da üzüldüm,
sizin adınıza ne kadar acı birşey,
yaşadığınız mazlumiyet bile zalim tarafından zülme uğramış topluluğa karşı kullanılıyor,
bence durup düşünmeniz lazım,
Rabbim neden sizi zalimin kullanışlı bir aparatına dönüştürmüş.
tekrar geçmiş olsun,
acil şifa bulmanız dileği ile
Sevgili Park kardeşim asıl siz düşünün hala 15 Temmuz darbesi emrini veren ve asla sorumluluk alamayan ”asıl zalimin kullanışlı bir aparatı ve paspası” haline gelmiş mütevazi görünümlü kibir abidesi hoca kılıklı bir fitnebaşının peşinde kapısında tasmalı olarak nasıl kaldın sen asıl ona yan bırak millete ders vermeyi uyanık.
Allah acil sifalar versin ahmet bey
Geçmiş olsun Allah şifalar versin şerli tayfa zan ediyorlarki böyle zombi gibi saldırmaknan kendilerini artık emniyetteler bu azgın pis kirli tayfa bütün masum insanların bedduasını aldılar biraz sabırnan bunların yıkılış çığlıklarını bütün insanlar duyaçak
mesleğinin hakkını veren “araştırmacı gazetecilerin”; başına gelebilen bir saldırı yaşadınız. suikast.
(benzer saldırılar ve neticeleri zihnimden akıp-geçiyor.)
artık, mesleğinizin gazilerindensiniz.
risklere rağmen, “işini yapıyor olmak”, hem de “hakkıyla yapıyor olmak” gıpta ettiğimiz bir kararlılık/bir yol.
Allah, muhafaza etsin; ömrünüzü güzelleştirsin.
saygılarımla.
Vefalı mıyım, bilmiyorum ama yazılarınız takip ediyor, arada yorum yazıyor ve sizin gibi hakkın hatırına sahip çıkan herkese isimen veya genel olarak dua ediyorum. Yerde cansız gibi yatan halinizi gösteren fotoğraf karesi ve o sırada arabada çocuğunuzun olduğu düşüncesi çok derinden etkiledi. Çok geçmiş olsun, Allah sevdiklerinize ve sevenlerinize bağışlasın. Zalime bir daha fırsat vermesin inşallah.
Çok değerli Ahmet bey çok geçmiş olsun.Bu çirkin saldırı her ne amaçla yapıldı ise yapanların yakalanması ve cezalarını bulmaları en büyük temennimizdir.
Tek tesellimiz ise halen yılmadan /yıkılmadan/ yalpalamadan doğru bildiklerinizi kaleminizle yazma isteğinizin ve ‘’ hepinize yeniden merhaba’’ ile söze girmeniz takdire şayandır.
Sizin için özellikle son 2 yıldır çok dua ediyordum AYAĞINA TAŞ DAHİ DEĞMESİN diye çünkü fitne başı nezdinde size özel beddua grupları oluşturulduğunu ve bu konuda sürekli beddua edildiğini duyuyordum.
Bu başınıza gelen çirkin olay güya son 15-20 yazıda ele aldığınız konulardan dolayı bir şefkat tokatı ,yanlış yolda olduğunuzun göstergesi ve doğruya yeniden kavuşmanız aklınızı başınıza almanız için bir fırsat ve tabi ki gülen dini ile uğraşanların /taş atanların akıbeti içinde güzel bir örnek Ahmet Dönmez in başına gelenler.
Zaten size ilk yorum yapan fanatik gülenci (Yorum Park) sizin başınıza gelen bir olayı:.. AMASIZ OH OLSUNSUZ lanetlenmesi… / sizi ZALİMİN KULLANIŞLI APARATI… olarak nitelendirmesi tekrar gülen dinine davet etmesi ise bu konuda ne kadar haklı olduğumu gösterdi.
Ne kadar çirkin bir ifade(Yorumcu Park);
Başınıza gelen hadise çok üzücü, tam bir vandallık, AMASIZ OH OLSUNSUZ lanetlenmesi gereken bir olay.….bence durup düşünmeniz lazım, RABBIM NEDEN SİZİ ZALİMIN KULLANIŞLI BIR APARATINA DÖNÜŞTÜRMÜŞ…
Bu düşünce İslam dışı gülen dinine iman etmiş kafa olup asla iflah olmaz …etrafımızda halen bol miktarda görüyoruz Allah ıslah etsin…
Allah aşkına doğrularınızdan vazgeçmeyin… hasta değilim hala ayaktayım diye poz veren asrın fitne başının ve bir avuç ona tabii darbe yandaşcıları haşhaşinin çıkardıkları fitne ateşi ile nefret objesi haline gelmiş bu gülen dininin mensuplarına aldırış etmeyin /milyonlarca kişinin kanına girdikleri unutmayın…
Ve bu olay olduğunda sizin yerdeki resminizi gördüğümde aklıma Merhum Şehit Muhsin Yazıcıoğlu‘nun şiirindeki son satırlar aklıma geldi:
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey bu sonsuzluğun sahibi
Sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk üşüyorum
Not;Keşke Muhsin Yazıcıoğlu suikastı ile ilgilide fosfektif çukurunun bir kapağını aralayıverseniz…
“gülen dini” diye iftira atan cahil,
konuşmak diye açtığın logar kapağı ağzını yıka önce sen
İlk loğar kapağı açtı ağzını yumdu gözünü içinden etrafa b.saçıldı…:)))
Sofuluk satıyorsun, elinde boy boy tesbih
Çevrende dalkavuklar; tapınır gibi, la-teşbih!
Sarık cübbe ve şalvar; hepsi istismar, riya
Şekil yönünden sanki; Ömer’in devri, güya!
Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler
Zikir Kur’an sesinden, yerler ve gökler inler!
Ha bu din, iman, takva; inan ki hepsi yalan
Sen onları kendine taptırısın vesselam!
Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın
Şimdilik putu sensin, tapılan menfaatın!
Hey kukla kafalı adam, dinle sözümü tut
Bunların dilinde Hak; ama kalbi dolu put!
MEHMET AKİF ERSOY
Park dinli.!
Evet dininiz gülen dini, imanınız Îmân-ı mevkûf, Îmân-ı merdûd ehl-i bid’atin bozuk îmânıdır, münâfıkların izhâr etdikleri yalan îmândır.
Kafani o lağım çukurunda çıkarırsan, olan biteni görürsün..
O kahrolası canıniz çıkmadan Allah size hidayet nasip etsin
👍
Yaptığınız haberler ile gerçeklerin insanlara ulaşmasında büyük hizmetiniz oldu.Bunlar emin olun bir ömür uğrunda harcanmaya değecek kadar kıymetli. Geleceğin dünyasının inşası için çürümüş binanın yıkımında ve temellerin atılmasında emeğiniz büyük. Kalbimiz sizinle. Hepimizi her an koruyana emanetsiniz.
Allah hayırlı acil şifalar versin..
Üç yıl önce turan goruryilmaz ile yaptığınız programı izlediğimde demiştim eyvah .! Feto bu adamı oldurecek..
Rabbım, cüzi iradenizi hakkı bulmak için harcadığınız enerji ve cesaret hatırına , yazmanız gereken yazılar hatırına size ömür verdi
İnşaAllah daha nice, dinini son sufyanin garajina ‘park’ etmemiş bicarelerin uyanmasına vesile olursun..
Tekrar geçmiş olsun Allah acil şifalar versin..
Ahmet bey bu asrın son süfyanının putunu kaleminizle kırdınız kaleminize sağlık. Son Süfyan öyle hipnoz ettiki insanımızı gülen dini denilen akide sorunlu tümüyle şirk olan bu yapıdan çıkabilmek ancak Kulun istemesi Allah’ın hidayeti nasip etmesi iledir.
Ramazan mübarekte zift çiftliğinin giderleri ve etrafındaki kapı kulu kuklaların maaşlarını ödemek için sadaka, muavenet, himmet ve zekat adı altında milletin parasını iç etmek için zoom üzerinden yoğun şekilde program yapıyorlar.
Karınlarını ateşle dolduranlar dört elle yasa ve kayıt dışı bu kara para için çabalıyorlar.
Kayıt dışı para verenler ve toplayanlar kara para aklamaktan dünyada yeni global 15 temmuz a doğru adeta koştuyorlar.Sonra yine yolun kaderi edebiyatını yapmayasınız.
Bu çarpık yapının >>> imam denilen haham ve rahip takımı >>> ile hiç uğraşmayın yardım parasını iç etmeden yapamazlar. illa sadaka yardım parası ile kendi ve ailelerinin karınlarını ateşle doyurmazlar ise doymazlar.Bu haram lokmalara maaş ( haftada yaptıkları 3 sohbet karşılığı)olarak adlandırırlar.Az bir menfaat için Allah alır Allah satarlar karşılığında ateş satın alırlar.
O yüzden mağdurlara yardım etmek istiyor iseniz bizzat kendi eliniz ile yapın bu haramzade yalak yalayıcı imam kılıklı sahtekarlar ile değil.
Tevbe Suresi 31. Ayet:
“Onlar, Allah’dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih’i de. Oysa onlar bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah’dan başka hiçbir ilah yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir.”
İzahı olmayan şeyin mizahı olurmuş buyrun size güldür güldür show dan bir türlü doymayan yalaka imam taifesi ve narsizmin zirvedendeki hoca kılıklı sahtekarın hali..Paşa abi 1
https://youtu.be/GnExQW6Sr0s
Aslında çiftlikte ve gerçekte olan bundan kat ve kat daha acı daha rezalet