AKP Genel Başkanı Erdoğan, şimdi de “uzaydan görünen yazlık saray” yaptırıyormuş. Özal döneminde Okluk Koyu’na yapılan mütevazı Cumhurbaşkanlığı konutunun yerine en az 300 odalı yeni bir saray inşa edilecekmiş. BirGün Gazetesi’nin haberine göre sadece klimaları için 3 milyon liralık klima sözleşmesi yapılmış.
Yakışır. Sadece Saddam’ın 81 sarayı vardı. Daha doğrusu bir kaynağa göre 81. Bazılarına göre de sadece 200 tanesi Bağdat’ta olmak üzere bin civarında Saray yaptırmıştı.
Erdoğan henüz yolun başında. Gerçi Pentagon’dan sonra dünyanın en büyük binası olarak gösterilen Romanya’nın merhum diktatörü Çavuşesku’nun sarayını oda sayısında yakaladı. “Halkın Evi” olarak adlandırılan bu sarayın da 1,100 odası vardı.
Çavuşesku, 350 bin metrekarelik ve 12 katlı bu sarayın her bir detayıyla bizzat ilgilenmişti. Ancak 5 milyar dolara mal olan dev bina, diktatörün de sonunu getirmişti. Çünkü halk sefalet içerisinde yaşarken yapılan bu harcama, ekonomiyi çökertmişti. Kurşuna dizilmesine neden olan davalardan biri de bu sarayla ilgiliydi.
Saddam ise her şehre bir saray yaptırıyordu. Tikrit’te sadece doğum günlerinde gittiği bir sarayı bile vardı. Böylece otoritesini her şehir halkına hissettiriyordu. Şimdi onun yerini televizyonlar almış olsa ve açılan her ekrandan Reis’i izliyor olsak da megalomanik hezeyanlar dev ve gösterişli binalar dikmeden sakinleşemiyor.
Devrik Irak diktatörü sadece kendine saraylar yaptırmadı. Eşleri ve oğullarını da düşünüyordu. Bir tanesi Sacide Sarayı olarak anılırdı mesela. İlk eşi Sacide Hanım adına yapılmıştı. Büyük oğlu Uday’ın adıyla anılan saray da vardı.
Bizde Emine Hanım Sarayı ya da Bilal Sarayı olur mu, olursa nereye olur bilmiyorum. Fakat en azından Hitler’in ‘kartal yuvası’ olarak anılan konutu Berghof’u tamamen kişisel telif ücretleri ile yaptırmasını örnek alsa. Fakat ne Berghof gibi mütevazı evler tercih ediyor ne de bu denli devasa ve lüks sarayları cebinden yaptıracak kadar legal geliri var.
TR7/24