İsveç’in başkenti Stockholm’de iki haftayı aşkın bir zamandır Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni protesto eden Eski Bankacı Nurettin Aytuğ’a Erbil’den resmi cevap geldi.
Kürdistan yönetiminin Stockholm resmi temsilciliği üzerinden iletilen 2 ayrı yazıda, “Seni biz tutuklamadık” denildi. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi İçişleri Bakanlığı ve Dış İletişim Ofisi’nce hazırlanıp gönderilen cevap yazılarında, istihbarat servisi Asayiş Müdürlüğü’nün Aytuğ’u tutukladığı iddiası reddedildi. Ancak Aytuğ, bu savunmanın inandırıcılıktan uzak olduğunu belirterek şu itirazları dile getiriyor: “Öyleyse havaalanı ve Habur Halil İbrahim Sınır Kapısı kamera görüntülerini yayınlasınlar. Ayrıca Türkiye’de hakkımda açılan davanın iddianamesinde savcının neden benim Kuzey Irak yönetimince Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim edildiğimi yazdığını da açıklasınlar. Bunlara niye cevap veremiyorlar?”
25 yıllık Bankacı Aytuğ, geçtiğimiz Şubat ayında hem e-posta yoluyla hem de Barzani yönetimine iletilmek üzere Kürdistan Stockholm Temsilciliği’ne elden bırakılan mektuplar sunmuştu. Özür ve tazminat talep eden Aytuğ, bu mektuplarına herhangi bir cevap alamamıştı. Kaçırılışının 3. yıldönümü olan 6 Ağustos tarihinde Kürdistan Temsilciliği önünde protesto eylemine başlamasının ardından kendisine e-posta olarak 2 ayrı resmi yazı ulaştırıldı. Erbil yönetimince hazırlanan cevaplar Stockholm bürosuna iletildi, oradan da Aytuğ’a mail ile aktarıldı. Bu yazılarda, “Türk vatandaşı Nurettin Aytuğ, Asayiş Müdürlüğü’nce tutuklanmamıştır.” denildi.
Barzani yönetiminin resmi tutumu bu şekilde. Aytuğ’un illegal olarak Türkiye’ye teslim edilip Konya’da tutuklanmasının ardından medyada çıkan haberler üzerine Erbil, Kürdistan’daki Rudaw medya grubuna bir açıklama yapmıştı. Türk medyasında çıkan “Barzaniler, FETÖ’nün K. Irak imamını paketledi” şeklindeki haberlerden rahatsız olan Kürdistan yönetimi, yalanlama yapmak zorunda kalmıştı. Rudaw’a konuşan İnterpol Bölge Müdürü Albay Birzo Muhammed, “Türkiye’ye herhangi bir kişiyi iade etmedik. Hem Kürdistan polisinin kayıtlarında Fetullah Gülen örgütünün Irak İmamı Nurettin Aytuğ değil bir başkası görünmektedir. Nurettin Aytuğ, Bank Asya’nın Erbil Şube müdürüdür. Aytuğ, kendi imkanları ile karayoluyla Halil İbrahim (Habur) sınır kapısından Türkiye tarafına geçmiş ve orada gözaltına alınmıştır.” demişti. Bu gelen son yazılar da aynı resmi tutumu teyid etmekte.
“KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ YAYINLASINLAR”
Nurettin Aytuğ, “Çünkü yaptıkları eylem illegal. Bu yüzden inkâr etmek zorundalar. Kabul ederlerse resmen haydut pozisyonuna düşecekler.” diyor. Barzani yönetiminin açıkça yalan söylediğini savunan Aytuğ, “Biz tutuklamadık diyerek kelime oyunu yapıyorlar. Ben zaten tutuklandım demiyorum ki… ‘Beni illegal olarak kaçırıp Türkiye’ye teslim ettiler’ diyorum.” ifadelerini kullanıyor.
İtirazlarını madde madde sıralarken şu noktaların altını çiziyor:
“Bir; 6 Ağustos 2016 Cumartesi günü saat 11.30 da ailem Erbil Havaalanı’ndan uçağa bindi, ben binemedim. O tarihin saat 10.00-12.00 arasındaki havaalanı görüntülerini bana göndersinler. Bakalım havaalanından nasıl çıkmışım. Kendim mi ayrılmışım yoksa Asayiş mi beni götürmüş, görelim.
İki; Aynı gece Habur sınır kapısından benim girişim var ama Irak’ın İbrahim Halil Sınır Kapısından resmi çıkışım yok. Kendim gelip teslim olduysam Irak’tan niye resmi çıkışım yok? Oradan çıkmadan TR’ye nasıl giriş yapabilmişim? 6 Ağustos saat 22.00 ile 7 Ağustos saat 01:00 arasında benim Irak İbrahim Halil Sınır Kapısı’ndan kendimin geçtiğime dair kamera görüntülerini yayınlasınlar da görelim.
Üç; Türkiye’deki iddianamede hakkımda, ‘Irak makamları Nurettin Aytuğ’u Türkiye’ye teslim etti’ yazıyor. Barzaniler bu iddianameye karşı resmi bir yalanlamada bulunmuş mu? Hayır. Madem öyle, niye sessiz kalıyorlar?
Dört; Erbil Havaalanı’nda Asayiş tarafından mahzur tutulurken yanımda cep telefonlarım, laptop çantam ve sırt çantam vardı. Türkiye’ye teslim edildiğimde yanımda hiçbir şey yoktu, ki ayağımda abdest aldığım terliklerle Habur’a getirildim. Yurt dışına terlikle gidilir mi? Türkiye beni Habur’da teslim aldığında tutanak tuttu. Bu tutanakta çantalarım ve telefonlarım yazmıyor. Daha sonra ben bunların davanın görüldüğü Konya Adliyesi’ndeki emanet bölümünde olduğunu öğrendim. Yani Barzaniler yanımdaki eşyaları daha sonra Türkiye’ye teslim etmişler. Bunun başka izahı yok.
Beş; Havaalanından beni öğle saatlerinde alıp akşama kadar Asayiş Genel Müdürlüğü’nde bir odada tuttular. İsterlerse o odayı ve beni orada ilk karşılayan Bahaüddin adlı kişiyi teşhis ve tesbit edebilirim.”
“EYLEMİME DEVAM EDECEĞİM”
Nurettin Aytuğ, Erbil’den kendisine gönderilen yazıların ciddiyetten uzak olduğuna işaret ederek, “Netice alana kadar eylemime devam edeceğim. Bana yaptıkları haksızlığı kabul edecekler, bu suça imza atanları cezalandıracaklar, benden özür dileyecekler ve aileme tazminat ödeyecekler. İnkarla bir yere varamazlar, her şey çok açık.” vurgusu yapıyor.
Nurettin Aytuğ, 2011-15 yılları arasında sırasıyla Albaraka Türk ve Bank Asya Erbil şube müdürlükleri yapmıştı. Erbil’den kaçırılıp Türkiye’ye teslim edildikten sonra hakkında, “FETÖ’nün Irak imamı yakalandı”, “PKK ile yakın teması vardı”, “FETÖ’cü terörist MİT’çileri PKK’ya infaz ettirmiş”, “Barzani PKK imamını paketledi”, “Terör örgütünün, kan kardeşi PKK ile işbirliğini koordine eden imamı Nurettin Aytuğ’un PKK içindeki MİT elemanlarını deşifre ederek infaz ettirdiği ortaya çıktı”, “PKK içindeki MİT’çileri infaz ettirdi” şeklinde haberler yayınlandı. 8 Ağustos 2016 tarihinde tutuklanıp Buca Cezaevi’ne kondu. 500 gün tek kişilik hücrede tutuldu ama yargılama sonunda beraat etti. Cezaevinden çıktıktan sonra ailesinin yaşadığı İsveç’e gitti. Hemen ardından savcılık beraat kararına itiraz ederek dosyayı istinafa götürdü.
“Cezaevinde kendi kendime söz vermiştim. Bana bu işkenceyi yapanlar, bu acıyı yaşatanlar, aileme bu dramı yaşatanlarla ömrümün sonuna kadar, ömrüm yettiği sürece yargı önünde hesaplaşmaya söz vermiştim.” diyen Nurettin Aytuğ, 17 gündür Stockholm’de eylem yapıyor.
8 Ağustos 2019 tarihli röportaj: