Kapatılan Zaman Gazetesi köşe yazarları ve eski Cihan Haber Ajansı çalışanları ile ilgili iddianame, birçok açıdan ilk olma özelliği taşıyor. En önemlisi, iddianamede delil yok. Nasıl yok? Yok işte. Savcı delil koymayı unutmuş. Fotokopiye giderken yolda düşmemişse eğer hukuk tarihinin en büyük skandallarından biriyle karşı karşıyayız. 29 gazeteciyle ilgili olan da dâhil, son dönemdeki bir çok iddianamede zorlama da olsa bir delil uydurma gayreti vardı hiç yoktan. Çıta giderek düşüyor. Cem Yılmaz’ın üzerinde oturduğu ‘kaynak’tan daha sağlam bir ‘kaide’ye dayanmıyor iddianameler.
Şüphelilere 3’er kez müebbet istenen ‘darbe’ suçlaması nerden çıktı peki? Şurdan: Mesela Zaman’ın 2013 Kasım ayında billboardlara astırdığı ‘Kardeşlik Zamanı’ başlıklı bir reklamdan. Bi dakka ya, hemen gülmeyin. Dahası var. ‘Kardeşlikten darbeye nasıl bağlayacaksın abi?’ merakıyla okuyorsunuz iddianameyi. Şöyle bağlıyor Sayın Savcı, “Bu afişte bir vatandaş ile bir polis Zaman gazetesini birlikte tutarken resmedilmiş; polisin tuttuğu sayfada ‘Ne Gerek Var Kavgaya?’ yazarken vatandaşın tuttuğu sayfada ‘Bir İhtimal Daha Var’ şeklinde bir yazı görünmüştür. Afişin hazırlandığı tarihin, dersaneler ile ilgili tartışmaların yaşandığı dönem olması, FETÖ-PDY’nin hükümete karşı sistemli saldırıları başlattığı döneme denk gelmesi ve örgütün basını kullanma taktikleri göz önüne alındığında ‘Bir İhtimal Daha Var’ şeklindeki ifade ile darbe ihtimalinin tabana iletildiği anlaşılmaktadır.”
Yani sizden de bir şey kaçmıyor Sayın Savcım. Yerli Mayk Hammer dedikleri bu olsa gerek. Yalnız her şey iyi güzel de… Aynı savcı, aynı iddianamede bir de 5 Ekim 2015 tarihli başka bir reklam filminden daha söz ediyor. Hani şu ‘siren seslerinin duyulduğu bir kent merkezinin kuş bakışı görüntüsünden sonra bir bebek gülümsemesinin ekrana geldiği’ reklam. Yani Zaman, 2 yıl önce billboardlara astırdığı bir reklamla askere darbe talimatı verdi ama askerler manzarayı bir türlü çakamadı. Tabii hepsi Savcı İsmet Bozkurt kadar zeki değil, aradaki bağlantıyı kuramadılar. Şabanoğlu Şaban kadar askerler işte. Zaman 2 yıl boyunca askerlerin jetonunun düşmesini bekledi. Olmadı, bir reklam filmi daha çekti. Çünkü bundan daha akıllıca bir darbe mesajı olamazdı. İlla da reklam çekerek olacak. Hatta bu yöntem o kadar kullanışlı ve işe yarar ki Ülker bile geçenlerde aynı dâhiyane yola başvurdu. Fakat bütün millet şifreyi çözdü de bir askerler çözemedi. Cezaevinde pek televizyon izlemiyor herhalde hainler.
BEYAZ’IN ‘KOMPLOCU HAMİT’ TİPLEMESİ KADAR AKILLI
Bir zamanlar Beyaz’ın meşhur komplo teorisyeni tiplemesi vardı hani, Hamit adında, ‘anladın sen onu’ diyen… İnanın o Hamit bile Savcı Bozkurt’tan daha kreatifti. Hüsmen Dayı tiplemesini, baş düşmanı Psikopat’a karşı şöyle bir ‘mantık kurgusu’ ile uyarıyordu: “Türkiye’nin bir turizm şehri var, neresi o? Muğla. Güzel. Muğla’nın ilçelerinden bir tanesi var, hangisi o? Fethiye. Fethiye neresi ile ünlü? Ölüdeniz. Bak, parçaları birleştirince nasıl yan yana oturuyor? Adresi direkt veriyor, gördün mü? Oturt parçaları yan yana: Muğla, Fethiye, Ölüdeniz. Baş harfleri ne oluyor: M-F-Ö! Hiç anlamamazlıktan gelme. Anladın sen onu: Mızmızlanma! Fırla! Öleceksin! Bak Psikopat 1 saattir seni arıyor, fırla!”
Evet, hepimizin peşinde bir ‘psikopat’ var da Savcı Bozkurt ne diye bize bunu anlatabilmek için pösteki saydırıyor anlamıyorum. Bunu zaten herkes biliyor. Şimdi siz de buradan rahmetli Neriman Köksal’a nasıl bağlayacağımı merak ediyorsunuz değil mi?
Şöyle ki: Nebil Özgentürk’ün yıllar önce yazdığı bir yazıda anlatılıyordu… Ünlü sinema sanatçısı Neriman Köksal da 70’li yılların başında modaya uymuş ve şarkıcılık yapmaya başlamıştır. İstanbul ve İzmir Fuarı’nda sahneye çıktıktan sonra Ankara’ya davet edilir. Ve özel olarak İsmet İnönü’nün konuk olduğu bir yemeğe çağrılır. İsmet Paşa’nın sık sık rahatsızlandığı ve öleceği haberlerinin yayınlandığı yıllardır. Neriman Köksal sahneye çıkar ve adet olduğu üzere ilk şarkısını İsmet İnönü’ye armağan eder: “Bir İhtimal daha var, O da ölmek mi dersin…”
İnönü 1973 yılında vefat etti. Bu olayın tam tarihini bilmiyorum ama aradan çok fazla bir zaman geçmediğini pekâlâ kestirebiliriz. Allah’tan o zaman eski Türkiye idi. İleri demokrasi yoktu. Maazallah Savcı İsmet Bozkurt o zaman görevde olsa Köksal’ı cinayetten içeri atabilirdi.
1 NUMARA: BESTEKÂR OSMAN NİHAT AKIN
‘Bir ihtimal daha var’ şarkısının söz yazarı ve bestekârı merhum Osman Nihat Akın’a kadar gider bu ‘cunta’. Türkiye’nin en köklü ve en nihavent cuntası ile karşı karşıyayız. Açıklıyorum: Darbenin fikir babası ve arkasındaki beyin aslında Osman Nihat Akın’dır. Bakın soyadına dikkat: Akın! Ne demek akın? Hücum. Kim hücum eder? Canım tamam, artık futbol takımları da hücum ediyor ama asıl kimin işidir bu: Askerin tabi ki. Peki, darbenin merkez üssü neresiydi? Akıncı Üssü. Bak bak bak! Parçaları birleştirince nasıl yan yana oturuyor. Adresi direkt veriyor, gördün mü? Oturt parçaları yan yana. Peki, darbenin 1 numarası kim? Akın Öztürk. Yapıştır parçaları, yapıştır yapıştır! Hiç anlamamazlıktan gelme. Anladın sen onu…
TR7/24
http://www.tr724.com/ismet-inonuyu-neriman-koksal-oldurmus-olabilir-mi-haber-analiz-ahmet-donmez/