E. Taner Baltacı konuştu: Evet, Tahsin Gül beni 1 milyon dolar dolandırdı, okul için benden aldığı parayı cebine attı

İşadamı Enver Taner Baltacı, 10 Temmuz 2020 tarihli “Tahsin Gül, okul inşaatı için aldığı yüzbinlerce doları iç etmiş” başlıklı yazımla ilgili bir açıklama gönderdi. 

Baltacı, Tahsin Gül’ün kendisinden okul inşaatı diye aldığı parayı iç ettiği bilgisini doğruladı. Türkiye’den çıkışına yardım etmek için istediği paranın önemli bir bölümünü kendisine aldığı iddiasının da doğru olduğunu kaydetti. Sadece bu ikinci konunun detaylarının yazılandan farklı olduğunu belirterek konuya açıklık getirdi. Ödenen 550 bin doların kaçak çıkış için olmadığını, yurt dışı çıkış yasağını kaldırtması için avukata ödenen bir para olduğunu, fakat Tahsin Gül’ün bunun 350 bin dolarını gizlice kendisine aldığını anlattı. Yani bir başka ifadeyle, Tahsin Gül’ün aslında avukatla 200 bin dolar için anlaşmasına rağmen kendisinden 550 bin dolar istediğini ve paranın üstünü cebine indirdiğini öne sürdü.

Benim yazımda olmayan yeni iddialar da paylaşan Enver Taner Baltacı, şunları ileri sürdü:

  • Düğünü 2016 yılı bahar aylarındaydı ve ailesinin bazı gayrimenkulleri olduğunu ama hala satamadığını söyledi. Ben de borç verdim, geri alamadım.
  • Yurt dışına çıkmamdan hemen önce benimle aynı konumda olan bir iş adamı için borç istedi, verdim. Bu paranın o kişiye ulaşmadığını 2018 yılında öğrendim. Bu konunun detayı toplumun genelini ilgilendiren bir hadise değil. İlgilileri tarafından bilinmektedir.
  • Yukarıda belirttiğim gibi devam eden soruşturmalar kapsamında yurt dışı cıkış yasağı konmaması için verdiğim paranın bir kısmını kendisinin kullanmış olduğunu yine 2018’de öğrendim. Yüzleştik. Bir kısmını ödedi, kalanını da İflas ettiğini belirterek ödemedi. Kanaatim o ki; eşine bir kafeterya almış, bir kısmını da harcamış veya batırmıştır, bilemiyorum. Ben de süreci mahkemeye taşıdım ve hukuki süreç devam etmektedir. Hakkım olanı da sonuna kadar arayacağım.

****

Toplamda Gül’ün kendisini 1 milyon dolar dolandırdığını iddia eden İşadamı, Cemaat’in o dönemki ABD imamı Mehmet Yaşa’nın huzurunda Tahsin Gül’le bir protokol imzaladıkları, buna göre Tahsin Gül’ün parayı 5 eşit taksitte ödemeyi taahhüt ettiği ama sadece ilk 200 bin dolarlık taksiti ödeyip geri kalanını ödemeyeceğini ilan ettiği bilgilerinin de hepsinin doğru olduğunu açıkladı. Hatta bunun ardından kendisinin mahkemeye başvurduğunu ve davanın halen devam ettiği bilgisini de ekledi. Ayrıca, Tahsin’le dostluğumuz buradaki yakın dostlarımın da bildiği üzere kendisini yakından gördükçe bozuldu. Gaziantep’te tanıdığım insan değişmişti. Ona hadimliği bu şekilde yaşayarak devam ettirmemesi gerektiğini söyledim,” ifadesini kullandı.

E. Taner Baltacı, yazılı açıklamasında geçmişiyle ilgili iddialara da cevap verdi. Gaziantep’te başlayan iş hayatıyla ilgili bütün hikâyeye tek tek cevap veren Baltacı, bazı bilgilerin doğru olmadığını ifade ederken kendine göre doğrularını da beyan etti.

Bu arada söz konusu yazıyı hazırlarken kendisine ulaşmış ve iddiaları yöneltmiştim. Ancak o zaman “Bahsettiğiniz konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmak istemiyorum. Bu bizim aramızda şahsi bir mevzudur, bizimle beraber ahirete gidecektir,” demişti.

****

Aşağıda yazılı açıklamanın tam metnini bulacaksınız.

Sadece konulara göre tasnif ederek sıralamayı değiştiriyorum.

Baş tarafta en önemli konular olarak gördüğüm Star Chain, Endonezya’daki okul inşaatı ve Baltacı’nın yurtdışından çıkarılması ile ilgili cevapları bulacaksınız.

Bunların altında da Gaziantep yılları ve iş hayatıyla ilgili geçmişine yönelik iddialara verdiği cevapları okuyabilirsiniz.

Bu arada Baltacı’nın ‘Yalan’ dediği bilgilerin, bir-iki maddi hata hariç, geri kalanının halen arkasında olduğumu da ifade etmek isterim.

YURTDIŞI YASAĞIMI KALDIRMAK İÇİN 550 BİN DOLAR İSTEDİ, 350 BİN DOLARINI CEBİNE ATTI”

Açıklama şöyle:

“Sayın Ahmet Dönmez bey;

Aslında 15 temmuz yıl dönümünde böyle gündem olmak istemezdim. Şahsımla ilgili gerçek dışı iddialarda bulundunuz. Artık bir açıklama yapmam gerektiğine inanıyorum. Aslında fitne zamanında susmak evladır. Ama siz benim itibarımı zedeleyecek şekilde bir yazı kaleme aldınız. Ben de bir çok insanı dedikodu, gıybet ve suizandan kurtarmak ve toplumumuzun da gerçekleri öğrenmesini sağlamak adına bu açıklamayı yapıyorum. Bütün kanuni haklarım saklı olmak üzere bu iddialara cevabım aşağıdadır:

İDDİA: Atlanta’daki Star Chain iflasının baş kahramanlarından Tahsin Gül, daha başka skandallarla da gündemde. Hem de “Bu kadar da olmaz!” dedirtecek cinsten… Bu kez yüz binlerce dolar parayı zimmetine geçirmekle suçlanıyor. Üstelik yurtdışında okul inşaatı gibi, Türkiye’deki cadı avından birilerini kaçak yollardan çıkarma gibi vesilelerle… Tahsin Gül’ün, Endonezya ülke imamı ve ABD Güneydoğu eyaletleri bölge imamı olduğu sıralarda en yakın arkadaşlarından, iş adamı Enver Taner Baltacı’yı bu iki bahane ile dolandırdığı öne sürülüyor.

CEVAP – İlki doğru, ikincisi YALAN. Ailemle yurt dışına çıkmak için bulduğu avukat için önce 500 bin dolar, arkasından 50 bin dolara para ödedim. Bu avukat hakkımda devam eden soruşturmalar nedeniyle bana yurt dışı çıkış yasağı konmaması için çalışacaktı. Daha sonra bu paradan ilgili avukata sadece 200 bin dolar ödendiğini öğrendim.

İDDİA: Sözü edilen paranın miktarı ise tam 1 milyon dolar. Cemaat’in tepe isimleri de bundan haberdar. Hatta Tahsin Gül ile Baltacı’nın yüzleştirildiği, Tahsin Gül’ün suçunu kabul ettiği, aralarında el yazısı ile bir borç sözleşmesi imzalandığı ama Gül’ün bu sözleşmeye de uymadığı belirtiliyor.

CEVAP: DOĞRU

İDDİA: Esnafları gezerek Tahsin Gül’ü savunuyordu. “Fitnelere kulak asmayın, söylentiler doğru değil,” diyordu. Bu aylarca devam etti. Fakat bir gün Baltacı tam tersi şeyler söylemeye başladı. Burnundan soluyordu. “Tahsin abi beni de dolandırmış. Yeni öğrendim. Beni 1 milyon dolar çarpmış,” diye isyan ediyordu.” 

“TAHSİN GÜL’Ü MAHKEMEYE VERDİM, JÜRİLİ DURUŞMA OLACAK”

CEVAP: Esnafı gezmek değil, sadece bir kişiyi ziyaret ettim. Olayın tam içeriğini de bilmediğimden, ailesinden gelen bir parayı abilerinin de bilgisi ile bu işe koymasında, icrada söz sahibi de değilse, mazur görülebileceğini söyledim. Lakin, daha sonra ortaklığının % 33 olduğunu ve bu ortaklığa  ve başkaca işlere 1 milyon dolar koyduğunu, ailesinin iddia ettiği gibi böyle bir parayı verebilecek imkana sahip olmadığını öğrendim. Mehmet Yaşa beyden hem kendisinin hem de eşinin ailesinin dar gelirli aileler olduğunu öğrendim. Daha sonra benden ‘Bir iş adamı için acil gerekli’ diyerek istediği paranın da yerine ulaşmadığını öğrendikten sonra güvenimi, konumunu ve iyi niyetimi çok nitelikli bir şekilde suistimal ettiğini anladım ve konuyu o an ilgili ve yetkili kişi olması sebebi önce Mehmet Yaşa beye sonra da heyete arz ettim. Mehmet Yaşa bey bizi yüzleştirdi ve bir protokol yaptık. Bu şekilde ‘Bir iş adamının ihtiyacı var’ denilerek alınan 500 bin dolar borç, avukatlara ödenmek için alınan 350 bin dolar ve düğünü için verdiğim 200 bin dolar toplam 1 milyon 50 bin dolar olan borcu 1 milyon dolara anlaştık. 200 bin dolarlık bir ödeme yaptı, kalanını ödemedi. Ben de süreci mahkemeye taşıdım. Şahidim ve elimde senet niteliğinde sözleşme vardı. New Jersey mahkemesi davayı kabul etti. Jürili duruşma olarak görülmesine hükmetti.

İDDİA: Peki neyi kastediyordu? Neydi bu dolandırıcılık iddiası? Şimdi oraya gelelim. Bu konu ile ilgili 10 civarında insanla görüştüm. Topladığım bilgilerin özeti şöyle: Ortada iki ayrı konu var. Birincisi, Baltacı’nın Türkiye’den çıkarılması ile ilgili. İkincisi de Endonezya’da yapılan bir okul inşaatı hakkında. İlkinden başlayalım… Bir gün Tahsin Gül, Baltacı’ya, “Çıkışın için sana bir ekip ayarladım, 500 bin dolar istiyorlar,” der. Baltacı, bu parayı Türkiye’de Tahsin Gül’ün söylediği kişilere çanta içerisinde elden teslim ettirir. Bu para, önemli mevkideki bir yetkiliye gidecektir. Çıkışı sağlayan da odur. (Maalesef bu yetkilinin ismini öğrenemedim.) Baltacı, o devlet yetkilisi sayesinde Türkiye’den kaçak yollardan çıkar.

CEVAP: YALAN. Ülkeyi kaçak yollardan terk etmedim.

OKUL İÇİN ÖDEDİĞİM MİKTAR, YAKLAŞIK 500 BİN DOLAR

İDDİA: Amerika’ya gelir. Artık o da Tahsin Gül’ün yönettiği Atlanta’dadır. Burada kendi şirketini kurar. Bu şekilde aradan 1 yıldan fazla bir zaman geçer. O günlerde, Türkiye’den kendisini para karşılığı çıkaran devlet görevlisinin bir yakın akrabası ile tanışır. Durumu anlatır. Bunun üzerine o şahıs, Türkiye’deki akrabasına, “Sen 500 bin dolar para aldın mı?” diye sorar. Cevap, “Ben sadece 200 bin dolar aldım ondan, 500 değil,” şeklindedir. Enver Taner Baltacı işin üzerine düşünce geri kalan 300 bin doların Tahsin Gül’e gittiğini tespit eder. Taner Baltacı, bu kez Gül’e gönderdiği diğer paralarla ilgili de şüpheye düşer. Mesela Tahsin Gül, Endonezya imamlığı sırasında bir okul inşaatı için de kendisinden para almıştır. Bir iddiaya göre bu para 700 bin dolar, bir diğer iddiaya göre de 400 bin dolar.

CEVAP: Para 700 bin TL. O zamanki kurla yaklaşık 500 bin dolar. Bu arada Hizmet için verdiğim paraların hiçbir zaman takipçisi olmadım. Bu benim işim değil. Ben sadece bu adamın ne zamandan beri Hizmet’i kullanarak bizlerden aldığı parayı şahsına kullandığını öğrenmek istedim. Bu arada Heyet zaten konuyu araştırmış. Endonezya’da o dönem muhasebeye bakan arkadaş beni aradı konuyu soruşturan bir abiye de aynı şeyi anlattığını ve benden alınan paraların Endonezya’da girişinin olmadığını söyledi. Bunun dışında hatırladığım kadarıyla ve bulabildiğim belgelerle Tahsin Gül üzerinden Hizmet’e verdiklerimle ilgili heyete bilgi verdim. 

 İDDİA: Bahsi geçen okul, başkent Cakarta yakınlarındaki Bogor’da inşa edilen Cahaya Rancamaya Islamic Boarding School. Bu, Türkiye’deki Anadolu imam hatip liselerine benzer eğitim veren bir lise. Baltacı, Endonezya’da ilgili kişilere ulaşıp parasının izini sürer. Ancak aldığı cevap ona ikinci bir şok yaşatır: “Hayır, bize böyle bir para gelmedi.” Ben de bu yazıyı hazırlarken bir araştırma yaptım ve aynı sonuca ulaştım. Okul zaten toplamda 1 milyon 200 bin dolara mal olmuş ve bunun yüzde 90’ı da ismi bende saklı bir hayırsever tarafından karşılanmış. Enver Taner Baltacı’dan veya Tahsin Gül’den gelen hiç bir para yok. ** Baltacı, ulaştığı bu bilgiler üzerine Tahsin Gül’le yüzleşir. Gül önce inkâr eder. Fakat E. Taner Baltacı, tanıyan herkesin şahadet ettiği üzere, parası söz konusu olduğunda ‘cevval‘ bir insandır ve hiç altta kalmaz. Hadiseyi ‘yukarıya’ taşımaya karar verir. O sırada ABD imamı olan Mehmet Yaşa’ya durumu anlatır. Yaşa, “Tamam, ben araştırıp sana döneceğim,” der. Birkaç gün sonra Baltacı’yı arayan Yaşa, “Ben konuştum Tahsin Bey’le. Kendisi reddediyor, böyle bir şey yok diyor,” der. Sinirlenen Baltacı, bir plan yaparak Mehmet Yaşa ile Tahsin Gül’ü bir yerde buluşturur ve Gül’le yüzleşir.

CEVAP: YANLIŞ. Bu plan ve yüzleşmeyi ayarlayan Mehmet Yaşa, sağolsun. 

  İDDİA: Bu sırada Enver Taner Baltacı Türkiye’deydi ama hep irtibat halindeydiler. Darbe girişiminin ardından başlayan cadı avından sonra tutuklanma korkusu yaşayan Baltacı, bir an önce ülkeyi terketmek istiyordu.

CEVAP: YALAN. Ben darbeden önce ülkeden çıktım. İlk olarak 2015 baharında Gaziantep’te, ardından Ekim 2015’de Ankara TEM’de sorgulandım. Bundan sonra ülkeden çıkmaya karar verdim. Hazırlıklarımı yaptım ama çıkamayacağımı düşünüyordum. Tahsin Gül bir avukat tanıdığı olduğunu ve çıkışım için bana ve iki ortağıma ve ailelerimize çıkış için yardımcı olacaklarını ve bu sebeple önce 500 bin dolar, sonra da ilave 50 bin dolar ödeme yaptım. Gerçekten ben ve ortaklarım çıktıktan sonra evlerimiz ve iş yerlerimiz basıldı, talan edildi. Lakin daha sonra öğrendim ki o kişilere 500 bin TL yani 200 bin dolar ödenmiş. 

İDDİA: Arananlar arasında olduğu için kaçak yollardan çıkmak dışında bir çaresi yoktu. 

CEVAP: YİNE YALAN.  Havaalanından normal bir şekilde çıktığımı yukarıda söylemiştim.

GAZİANTEP VE GEÇMİŞ İŞ HAYATI

İDDİA: Enver Taner Baltacı kim, önce oradan başlayalım. Türkiye’de enerji sektöründe adını duyuran bir işadamı. İş adamı dediğime bakmayın; aslında Tahsin Gül’ün var ettiği bir adam.

CEVAP:  Beni Allah yarattı. Ben kendi çabamla iş hayatında ilerledim. Tahsin bey veya bir başkasına bir diyet borcum yok. 

İDDİA: Hemen her şeyini ona borçlu

CEVAP: YALAN. Kimseye diyet borcum yok. Yalan. 

İDDİA: Aslında ortopedi doktoru. Tahsin Gül, 2003 yılında Cemaat’in imamı olarak Ankara’dan Gaziantep’e tayin olunca keşfetti onu. Baltacı, Antep’te kömür işleriyle ilgileniyordu aynı zamanda. Bir aile şirketi ile ortaklığı vardı. Sonra kendisi, ‘Baltacı Kömür’ diye bir şirket kurdu. 

CEVAP: YALAN. Aile şirketimizi ben yönetmeye başladım. 

İDDİA: Bu sayede Gül’le yolları kesişti. Antep’e gider gitmez Naksan Holding’in sahibi Nakiboğlu ailesi ile iyi ilişkiler kuran Tahsin Gül, bir-iki yıl sonra Enver Taner Baltacı’yı aileye takdim etti. 

CEVAP: YALAN. Taner beyle iş yapmamız konusunda bir ara buluculuğu olmamıştır. Taner beyle doktor olmam vesilesi ile tanıştık ve samimiyetimiz zamanla iş ortaklığına evrildi. Tahsin Gül, o tarihte bulunduğumuz yerin hadimi idi ve tüm şehrin kendisine bir hüsnü zan ve  hürmeti vardı, o kadar. 

İDDİA: Tanıştırmakla kalmayıp yükselmesi için gerekli desteği de verdi. 

CEVAP: YALAN. İş hayatı konusunda her iş adamına yapılan “İşinizi büyütün,” gibi nasihatlerin dışında hiçbir katkısı olmamıştır.

İDDİA: Yıl 2005’ti… Bir süre sonra Gül ile Baltacı artık Nakiboğlu ailesinden biri gibi olmuştu. Baltacı, aileden bazı kişilerin özel doktorluğunu da yapmaya başladı. Ailenin 300 kişiyle yaptığı yıllık Nakiboğlu buluşma yemeklerinde bile fotoğraf karesine bu ikisi giriyordu. Artık, ‘Tahsin ve Taner’den mülhem ‘2T’ olarak anılır oldular

CEVAP: ÇOK AÇIK YALAN. 2T ismi ‘İki Taner’den geliyor. Taner Nakiboğlu ve Taner Baltacı. Hatta Taner Nakiboğlu ile bu isimde bir şirketimiz de vardı.

İDDİA: Tahsin Gül ile Taner Baltacı, ortak bir takım parasal işlere girmişlerdi.

CEVAP: YALAN.  Hiçbir zaman Tahsin Gül’le bir iş ilişkim olmadı. 

İDDİA: Gaziantep Belediyesi, AKP il başkanlığı ve siyasilerle içli dışlıydılar. 

CEVAP: Zirve Üniversitesi imar konuları dışında belediye ile hiçbir işim olmadı. Gaziantep’te şahsımın, şirketimin ve de ailemin belediye izni vb. gerektirecek hiçbir işi olmadı. 

İDDİA: Zirve Üniversitesi arazisi, ultra-lüks konut projesi ‘Antepia’ gibi işler onların elinden geçiyordu 

CEVAP: Antepia ve Üniversite etrafındaki tüm işleri yapan Paralel Yapı G.Y.O’yu ben kurdum ve şehirden taşınırken 2007 yılında tüm hisselerimi bedelsiz olarak vakfettim. Bu işlerin tamamını Zirve Üniversi’ni yapmak ve üniversiteye sürekli gelir getirecek bir proje üretmek için yaptık. Herkes bilir ki şahsım ve birinci dereceden akrabalarım o bölgeden mülk edinmedi. Benim Antep’te hiçbir gayrimenkul projem olmadı. Hatta Antepia’dan kardeşlerim için aldığım evleri de daha sonra satıp tüm bedelini Hizmet’e bağışladığımı konunun ilgilileri bilmektedir. 

İDDİA: Bu dönemde Tahsin Gül, Nakiboğlu ailesine bir enerji projesi sundu. 

CEVAP: YALAN. Projeyi ben sundum. Naksan ailesine değil Taner Nakiboğlu’na sundum. Proje ilerlerken daha sonra Taner Bey kendi hisselerinin büyük kısmını Naksan Holding’e devretti.

İDDİA: Linyit kömürünün yer altında üretimine dayalı bir projeydi bu. Nakiboğlu’na, “Bu alana yatırım yapın,” tavsiyesinde bulundu. Bu projeyi aslında Enver Taner Baltacı ile birlikte geliştirmişlerdi.

CEVAP: YALAN. Bahsedildiği şekilde projeyle Tahsin Gül’ün hiçbir ilişiği olmamıştır.

İDDİA: Naksan Holding projeyi inceledi ve 300 milyon dolar kredi kullanarak Adularya Enerji isimli şirketi kurdu. 

CEVAP: YALAN. Şirketi 60 milyon TL sermaye ile kurduk. Ben Baltacı AŞ adlı şirketimle ortak oldum ve 15 milyon TL’nin 6,7 milyon TL’sini nakit, kalanını kredi çekerek ortak oldum. Daha sonra şirketin sermaye artışı yapması gerekti ve ben bu sermaye artışını yapamadım. Hem bu nedenle hem de Taner beyle bazı vizyon ayrılıkları nedeniyle Adularya dahil tüm ortaklıklarımızı 2012 yılı Aralık ayında bitirdik. Ben ayrılırken tek kuruş para almadım. Bu hem belgeli hem de şahitleri ile taraflarınca da bilinmektedir.

İDDİA: İddialara göre Tahsin Gül ile Baltacı gizli ortaktı. 

CEVAP: YALAN. Bu iftirayı atanı Allah’a havale ediyorum. 

İDDİA: Zaten her yerde perde arkasında kalmayı tercih eden Tahsin Gül, daima gizli ortaklıklar kurarak ilerleyecekti 

CEVAP: YİNE YALAN.  Hiçbir zaman Tahsin’le ortaklığım olmadı. Biz Tahsin’den sonra Antep’te daha fazla himmet etmişizdir Tahsin Gül’e evliliği öncesi verdiğim borç para dışında şahsı ile alakalı hiçbir ödeme yapmadım.

İDDİA: Ama bu gizli ortakların başında her zaman Enver Taner Baltacı gelecekti. Cemaat’teki konumunu çok iyi kullanan Tahsin Gül, E. Taner Baltacı’ya siyasi nüfuz sağlıyordu.

CEVAP: YALAN. Tahsin Gül’ün veya bir başkasının hiçbir işime tevessül etmişliği yoktur.

İDDİA: Bunu Naksan’ın ekonomik imkanları ile birleştirdiklerinde ortaya muazzam bir güç çıkıyordu. Gaziantep’ten önce Cemaat’in Ankara Çankaya imamı olan Tahsin Gül, kurduğu ilişkiler sayesinde Enver Taner Baltacı’nın önünü açtı. Ona bir çok ihaleler kazandırdı.

CEVAP: YALAN. Yaptığımız inşaat işlerinde en iyi fiyat teklifini verdiğimiz için ihaleleri aldık. Hatta en iyi teklifi verdiğimiz halde bile birçok ihaleyi hak ettiğimiz halde alamadık. Tum bunlarin belgeleri, kayitlari ortadadir. 

İDDİA: 2005 yılında başlayan Adularya Enerji projesi, 2009’da tamamlanmıştı. 

CEVAP: YALAN. Adularya projesi halen TAMAMLANAMAMIŞTIR. “2009’da tamamlandı” denen projenin inşaatı fiili olarak 2010’de başladı, 2009’da nasıl bitecek? 2008 -2010 madencilik geliştirme süreci idi. Daha sonra santral inşaatına başlandı.

İDDİA: Bu proje inşaatı için Eskişehir Mihalıççık’a yapılan ziyaretlerde nedense hep Tahsin Gül de vardı. Enver Taner Baltacı, dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız ile sık görüşüyordu. Naksan Yönetim Kurulu üyelerinden biri şimdilerde diyor ki, “Adam hep yanımızdaydı. Ne işi vardı orada? Şimdi geri dönüp bakıyorum da meğer o zaman bu Tahsin Gül bize gizli ortakmış da haberimiz yokmuş. Bunu şimdi anlıyorum. Bu ikisi her şeyini bize borçlu. Bizim şirketlerimizin içini boşalttılar.”

CEVAP: YALAN. Tahsin Gül le benim hicbir ortaklığım olmadı. Naksan la da olduğunu sanmıyorum. Ben 2012 Aralık’ta ortaklıktan ayrılırken beş kuruş almadım. Bununda belgeleri ve şahitleri var.

İDDİA: Artık 2009’lar, 2010’lardan itibaren E. Taner Baltacı Ankara’da yaşamaya başlamıştı. Lüks bir ofisi…

CEVAP: Üzerinde benim adımın yazdığı bir oda hiç olmadı. Hep şirket yönetim kurulunun odasını kullandım. Kaldi ki bu kimseyi ilgilendirmez.

İDDİA: …zengin bir yaşamı vardı

CEVAP: Yaşam standartlarım bir iş adamı olarak kimseyi ilgilendirmez. 

İDDİA: 2010 yılında Enerji Bakanlığı ile Eskişehir Yunus Emre Termik Santrali’nin yapımı için sözleşme imzaladılar

CEVAP: Hani 2009’ da tamamlanmıştı? Sözleşme daha önce imzalandı. Burdan da konu hakkında gerçekten bilgisi olmayan kulaktan dolma bilgilerle yazı kaleme alınmış.

İDDİA: Yine Naksan üzerinden Lotus A.Ş. isimli bir enerji şirketi daha kurdu.

CEVAP: YALAN. Lotus AŞ, Naksan üzerinden kurulmuş bir şirket değil. Tamamen mühendis arkadaşlarımla Ankara’da kurduğum bir şirket. Taner Bey’in veya Naksan’ın koyduğu en ufak bir sermaye katkısı yoktur. Buna ragmen Taner beye burdan hisse vermistik. Ama koyacagi sermayeyi ilk zaman musait olmadığından sonrada gerek kalmadığından koymamıştı. Ayrılırken bu şirkette Taner Bey’e ait olan hisseleri de ben Taner Bey’den satin aldım. Bu şirket dışındaki tüm şirketlerdeki hisselerimi de bedelsiz olarak Taner’e devrettim. Bu da belgeleri ile beraber taraflarca malumdur. 

İDDİA: Enerji devi Socar’a da ortak oldu. Anlatılanlara göre bu yıllar boyunca Tahsin Gül’e diyetini de hep ödedi.

CEVAP: YALAN. Gerçek şu ki şahsına yukarıda da söylediğim gibi düğünü sırasında verdiğim borç dışında hiçbir sekilde kisisel bir  para vermedim. Ben sadece Hizmet’in projelerine Allah rızası için yardım yaptım. Bunu bir insana diyet ödemesi gibi sunanları Allah’a havale ediyorum. Ayrıca Hizmet’e de en az para verdiğim dönem Tahsin Gül’ün hadim olduğu dönemdir.

İDDİA: Gül ne zaman para istese onu geri çevirmedi. 

CEVAP: Hizmet için kim ne zaman ne istediyse mümkünse hayır demedim zaten. Gül’le ilgisi yok. 

İDDİA: Cemaat’in projeleri için ‘himmet’ adı altında veya başka şekillerde ne zaman para istense verdi. Tahsin Gül, Gaziantep’ten Antalya’ya tayin oldu. Antalya imamı olarak da burada hep ticari faaliyetlerin içindeydi. 

CEVAP: Tahsin Gül’ün orada ne yaptığını bilmiyorum. Beni de ilgilendirmez zaten.

İDDİA: Sanki bir dini cemaatin il sorumlusu değil de ticaret temsilcisi gibiydi. Antalya Büyükşehir Belediyesi ile yine arazi işlerine girdi. Kömür işi, canlı hayvan işi, kaplıca işi ve arazi işleri de dahil bir çok sektöre ilgisi oldu.

CEVAP: Bu konularda bir bilgim yok. 

İDDİA: Bunların tamamına başka isimler üzerinden dahil olduğu biliniyor. Enver Taner Baltacı ile gizli ortaklığı da bir yandan devam ediyordu. 

CEVAP: YİNE, YENİDEN YALAN. Tahsin Gül’le hiçbir zaman iş ilişkim, ortaklığım olmadı.

İDDİA: Enver Taner Baltacı bir şekilde ülkeden çıkarıldı ve Atlanta’ya getirildi.

CEVAP: Atlanta’ya gelmem de farklı bir saikle gelişti. Şirketimiz 2014 yılında Nashville’de ABD pazarı için ofis kurmuş ve yatırımlarına başlamıştı. Nashville’e de 2015 Kasım’ında ve 2016 Nisan’ında eşimle ev bakmaya gelmiştik. Gelmemizden kısa bir süre önce Tahsin Gül’ün buraya tayini çıkmıştı. Atlanta’daki okulun çocuklarımızın eğitimi için daha iyi olacağını düşünerek Atlanta’da kalmaya karar verdik. 

İDDİA: Baltacı burada da iş hayatına girdi. Builder Stock isimli bir şirket kurdu. Uzak Doğu’dan yapı malzemeleri getirip satıyordu. Tahsin Gül’le dostlukları da aynı şekilde devam ediyordu.

CEVAP: Tahsin’le dostluğumuz buradaki yakın dostlarımın da bildiği üzere kendisini yakından gördükçe bozuldu. Gaziantep te tanıdığım insan değişmişti. Ona hadimliği bu şekilde yaşayarak devam ettirmemesi gerektiğini söyledim.

İDDİA:  Star Chain’deki usulsüzlük iddiaları ayyuka çıktığında Baltacı, doğal olarak Tahsin Gül’den yana tavır aldı. 

CEVAP: Çünkü kendisinin küçük bir dükkana, vize almak için ortak olduğunu düşünüyordum.

İDDİA: Enver Taner Baltacı bugüne kadar elde ettiği serveti, gücü ve çevreyi Tahsin Gül’e borçlu.

CEVAP: Ben her şeyimi sadece Allah a borçluyum. Açıklayamayacağım hiçbir işim olmadı. İşlerim her zaman bağımsız denetim kurumlarınca denetlendi. İllegal bir kazancım hiçbir zaman olmadı. Hiçbir Hizmet kurumuna kar ederek bir satışım olmadı. Şirketimiz, inşaat firması olmasına rağmen, kendi ödediği bağışlarla yapılan kurumların inşaatı işini bile almadı. Bu kadar gerçek dışı bir iftirayı atanları, bu yola taş döşeyenleri Rabbime havale ediyorum. 

“YÜZLEŞMEYE HAZIRIM”

Yukarıda detaylarıyla açıklamaya çalıştığım gibi hakkımda yapılan haberde iki ana konu üzerinden çok sayıda yalan beyanda bulunulmuştur.

1- ‘Nakiboğlu ailesinin şirketlerinin içini boşalttığımı’ iddia eden her kimse yüzleşmek isterim. Taner Nakiboğlu ve Naksan grubu ile ortak yaptığımız projelerde finans yönetimi tamamen Taner Bey ve ekibinin kontrolündeydi. Ben bu işlerden ve şirketlerden hiçbir zaman para çekmediğim gibi ortaklıktan ayrılırken de tek kuruş almadım. Bu konuda herhangi bir sorusu olan varsa beni arayabilir. Anlattıklarımın hepsi belgeli ve şahitlidir.

2- Tahsin Gül’le ortaklığım olduğunu iddia eden her kimse yine aynı şekilde yüzleşmek isterim. Hiçbir zaman Hizmet’ten, vazifeli veya değil, hiç kimse ile gizli bir ortaklığım olmadı. Tahsin Gül’le olan ilişkim konumuna hürmeten var olan bir ilişkidir. Ben her kim olursa olsun Hizmet adına yardım için bana başvuran tüm vakıflara elimden geldiğince yardım etmişimdir. İnşallah bundan sonra da etmeye devam edeceğim.

3- Tahsin Gül’le aramızda nizalı hadise 3 husus üzerinedir:

  • Düğünü 2016 yılı bahar aylarındaydı ve ailesinin bazı gayrimenkulleri olduğunu ama hala satamadığını söyledi. Ben de borç verdim.
  • Yurt dışına çıkmamdan hemen önce benimle aynı konumda olan bir iş adamı için borç istedi, verdim. Bu paranın o kişiye ulaşmadığını 2018 yılında öğrendim. Bu konunun detayı toplumun genelini ilgilendiren bir hadise değil. İlgilileri tarafından bilinmektedir.
  • Yukarıda belirttiğim gibi devam eden soruşturmalar kapsamında yurt dışı cıkış yasağı konmaması için verdiğim paranın bir kısmını kendisinin kullanmış olduğunu yine 2018’de öğrendim. Yüzleştik. Bir kısmını ödedi, kalanını da İflas ettiğini belirterek ödemedi. Kanaatim o ki; eşine bir kafeterya almış, bir kısmını da harcamış veya batırmıştır, bilemiyorum. Ben de süreci mahkemeye taşıdım ve hukuki süreç devam etmektedir. Hakkım olanı da sonuna kadar arayacağım.

SAYGILARIMLA

ENVER TANER BALTACI 

07/17/2020

ahmetdonmez.net\\\\\\\'e Patreon ile destek olun..
Become a patron at Patreon!

11 YORUMLAR

  1. Türkiye’de insanlar bu süreçte türlü sıkıntılar çeksin,Tahsin gül denilen sereften yoksun kişi de Amerika’da ailesiyle gününü gün etsin.Allah sizi bildiği gibi yapsın.bu pislikleriniz midemi bulandırıyor. bizde Allah rızası için çalışıyorlar diye ayda 500 TL ye çalıştık.su anki aklım olsa 2015 den cok önce ayrılırdim.cikip 17/25 deyip hükümeti suçlamayın o zaman önce kendi hirsizliklariniza bakın.

  2. Ahmet dönmez, baltacının size gönderdiği iddialara cevaplar mektubunu yayınlamanızı takdir etmekle birlikte aklıma bazı sorular takıldı:
    1) Yargılamak haddim değil ama iddialarınızı dile getirirken niyet okuyuculuk seziyorum. En azından üsluptan öyle anlaşılıyor. Örn; “Tanıştırmakla kalmayıp yükselmesi için gerekli desteği de verdi.” ifadesi. Öte yandan velevki Baltacı için bu iddia geçerli bile olsa, sermayesini sosyal ilişkileriyle elde etmiş işadamlarına ( ki heralde yüzde 90’u böyledir ) cemaatten olsun olmasın suç demiyorum ama olumsuz bir durum isnad etmiş oluyorsunuz.

    2) Ceza kanununda neyin haksız kazanç olacağı bellidir. Benim, önceki yazılarınızdan aklımda kalan Baltacı imajı sanki önceden cemaat bağlantıları ve tahsin gül sayesinde haksız kazanç elde etmiş sonra Gül kendisine kazık atınca parasının peşine düşmüş bir kişinin imajına benziyor. Ben baltacı’nın sizin 1-2 maddi hata dediğiniz yerlere takıldığını zannetmiyorum. Önceki yazılarınızda oyle bir imaj çizmişsiniz ki baltacı benimle mezara gidecek dediği gerçekleri tabiki açıklamak durumunda kalıyor ki gayet olağan bir durum. Bu noktada tekrar diyorum niyet okuyuculuk seziyorum ve suçsuz insanların üstünde kötü zan oluşturmak herhalde sizin gibi hakikati ortaya çıkarmaya ve cemaatin arınmasına vesile olmaya çalışan bir gazeteciye açıkçası yakışmıyor.

    • Cok guzel bir yorum.
      Ama…..,
      Cemaat ust icra yapilari, DUVAR gibi. Ne gitse duvara tosluyor, geri sekiyor, yada kiriliyor parcalaniyor…
      Otobanda yol ortasinda ki bu duvarlarin gorulmesi icin daha cok kazalar olacak gibi.
      A.donmez bir gazetecilik yapmis ve neticesi iyi ki yapmis, dogrusuyla yanlisiyla.

      • burada dogrusuyla yanlisiyla tabirine katilmiyorum
        bir insan icin emin olmadan kanit delil olmaksizin olumsuz bir imaj olusturmak velevki burada cevaplarini yayinlamis olsa bile cok buyuk kul hakki ve zulmun farkli bir boyutu…
        bu gazetecilik eserinde ve ya haber icerisinde cok fazla kurgu ve yanlis bilgi oldugunu dusunuyorum ve bu bana cok rahatsiz edici geldi sayin Ahmet Donmez…

  3. Abi epey bir yalan varmış bilgilerinizde. Haber kaynaklarınızı gözden geçirin bence?. Bir de bu Tahsin denen adam 2016’da mı evlenmiş. Hem de 200 bin dolara. Nasıl bir düğün anlamadım. Bu parayla 20 arkadaşın düğünü yapılır yurtdışında normalde.

    • En az 50-60 arkadasinizin dugunu yapilabilmeli. Ne kadar cok kendinizi dunyaya kaptirmissiniz…. dikkat cektiginiz nokta cok guzel.

  4. Danimarka da iş adamı, Kazim Kilic ve Harun Tokakla olan iside arastiriali bence. Medyada yansitildigi gibi basit bir çiğ köftecilik değil gayet fabrikalı bir iş yapiyorlar.

  5. Gercekten iddia edildigi gibi Tahsin Gul zenginlerle ‘dusup kalkan’ luks yerlerde oturan, luks arabalara binen bir din tuccarinin tekiymis. Acaba ustlere ‘yedirerek’ oralara geldigi iddiasi dogru mu? Takke dusmesin diye yedirdikleri susuyor mu? Diger dolandirdigi kisiler kim?

  6. Ortadoğu veya Müslümanların sorunu bizimkiler yapmaz inanmam iftiradır bu şekilde ayarlanmış bir toplum içindeki sorunları çözemez tabi istisnalar var onlarında bir hükmü yok

  7. Anladığım kadarıyla cemaatin adını kullanarak devlet ihalelerini alan insanlar var. Akp nin ihale mantığını da iyi biliyoruz 3 sana 2 bana sistemi. Sizi biz zengin ettik diyen akp cemaatten olan işadamlarının mallarına o yüzden konmuş anlaşılan. Zaten konduğu o malları da yine zengin etmek istediği başka kişi ve gruplara verdi. Yurt dışı çıkış yasağı konmasın diye hiç bi avukata 550bin dolar ödenmez. Geçelim onu. Bin dolara yurt dışına çıkmak varken 549bin doları boşa vermez işadamı.

CEVAP VER

Yorumlarınızı giriniz!
Buraya isminizi giriniz