Askeri okullardan ihraç bir subaydan’ soru çalma’ cevabı

Cemaat içi ‘soru verme’ iddialarını ele aldığım “Geç kalmış bir hasbihal-3” başlıklı son yazım üzerine bir çok mail ve telefon aldım. “Ben de bildiklerimi, yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum.” diyen çok sayıda başvuru alıyorum. Elden geldiğince bunları araştırmaya gayret edeceğim. 

Fakat bir de tam tersi yönden, yazılanların doğruluğuna itiraz eden mesajlar var. Bunlar içerisinde biri var ki adeta bir yazılı açıklama hüviyetinde ve yazıda geçen bazı iddialara açıklık getiriyor. 

Kendini “Askeri okullarda daha önce görev yapmış ve 2016’da ihraç olmuş bir subay öğretim görevlisiyim.” diye tanıtan ve altında ismi yazılı olan bu mektubu, hiç bir yerine dokunmadan aynen paylaşacağım. Açıklamanın bitimine de çok kısa olarak kendi yorumumu ekleyeceğim. 

Öğrenci alım komisyonlarında görev almış bu subayın ismini, kendisinin ricası üzerine gizli tutuyorum. Türkiye’deki yakınlarını riske atmamak adına isminin gizli kalmasını rica etti. Ancak ben kendisiyle gerçek ismi ile muhatap oldum ve kimliğini teyid ettim. Ayrıca kendisi ile görüntülü olarak da konuştum. Gerçek bir kişi olduğu konusunda şüphe yok.

****

İlgili öğretim görevlisi subayın yazısı şöyle:

“Sn.Dönmez; Merhaba. 

‘Geç kalmış bir hasbihal-3’ adlı yazınızı okuyunca sizinle iletişime geçmek mecburiyetini hissetim. Askeri Okullar hakkında doğru bilgilendirilmeniz gerektiğini düşünüyorum. Aşağıda yazacaklarım sadece Askeri Okullar ile ilgilidir. Askeri okulların dışında kalan konularda bilgim olmadığı için o konular hakkında bir şeyler demem veya yorum yapmam uygun olmaz. ‘Geç kalmış bir hasbihal-3’ isimli yazınızda müstear isimli tanık beyanlarına yer vermişsiniz. Bu kişilerin Askeri Okul Sınavları ile ilgili verdikleri bilgiler kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Sebeplerini basit bir şekilde size açıklayayım. 

Kerem müstear isimli kişinin: 

‘Mesela bir arkadaş GATA’ya girecekti. Sorular verildi. Ancak arkadaş kabul etmedi. Sonra da sırf bu yüzden Hizmet’le ilişkisini kesti.’

Ve 

Polat müstear isimli kişinin: 

‘Başımızdaki kişiden geliyordu. Muhtemelen okul komutanlıkları sınav komisyonunda olanlardan geliyordu. Ancak sadece askeri okul sınavları değil.’ ifadeleri gerçeği yansıtmamaktadır. Neden mi? Nedeni çok basit. 2016 yılına kadar (2016 öğrenci alımları da dahil olmak üzere) yükseköğrenim veren bütün askeri okullara ÖSYM tarafından düzenlenen ve her lise mezununun girdiği Üniversite Sınavlarıyla öğrenciler alınmıştır. Bu okullar şunlardır: Kara-Deniz-Hava Harp Okulları, Kara-Deniz-Hava Astsubay Meslek Yüksekokulları, GATA Tıp Fakültesine, GATA Astsubay Meslek Yüksek Okulu ve GATA Hemşirelik Meslek Yüksekokulu. 

2016 yılıda dahil olmak üzere bu Askeri Okulların kendi sınavları olmamıştır, bu okullarda soru hazırlanmamıştır, bu okullarda yazılı sınav yapılmamıştır. Bu okullarda öğrenci alım dönemlerinde ön sağlık muayenesi, fiziki yeterlilik testi ve mülakat işlemleri yapılmaktaydı. Üniversite sınavından alınan puanlar, fiziki yeterlilik testinden alınan puanlar ve mülakattan alınan puanların toplamının ortalaması ile öğrenciler başarılı sayılmaktaydı. Örneğin, Askeri Okullarda öğrenci olmak için başvuran binlerce öğrenci içerisinden üniversite sınavı puan sıralamasına göre en yüksekten küçüğe doğru ihtiyacın ortalama 15-20 katı kadar öğrenci; ön sağlık muayenesi, fiziki yeterlilik testi ve mülakat işlemleri için askeri okullarda bu işlemlere tabi tutulurlardı. Örneğin Kara Harp Okuluna 1000 öğrenci alınacaksa, okul için başvuru yapan binlerce öğrenci içerisinden en yüksek puanlı 15000 öğrenci aday adayı olarak bu işlemlerden geçmek için okula davet edilirdi. 1000 öğrenci için neden 15000 kişi çağrılıyor diyebilirsiniz. (1) Ön sağlık muayenesi, (2) fiziki yeterlilik testi, (4) mülakat sınavı, (5) genel saglık kurulu muayenesi ve (6) güvenlik soruşturması aşamalarından sonra ihtiyaç duyulan öğrenci rakamına ancak ulaşılıyordu. Kara Harp Okulu örneğinden devam edelim. Kara Harp Okulunda ilk 5 aşamada görev yapan personeller farklı askeri birliklerden görevlendirilen personellerdir (6. aşamayı Jandarma, Emniyet ve MIT teşkilatları yapmaktadır). Kara Harp Okulunda mülakat komisyonlarının her biri; bir psikolog, üç muharip üye ve komisyon başkanından oluşurdu. Yani her komisyonda 5 kişi görev alırdı. Her üyenin 100 üzerinden maksimum 20 puan verme yetkisi vardı. 5 üyenin maksimum puanı 100 yapıyordu. Mülakat komisyonu üyeleri alımlar boyunca her sabah Okul Komutanı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Temin Merkezi temsilcilerinin bulunduğu ortamda kura ile belirlenirdi. Kura çekimleri kamera ile kayıt altına alınırdı. Bu şekilde komisyonlar her gün farklı üyelerden oluşuyordu. Böylece torpil yapmanın adam kayırmanın önüne geçmeye çalışılıyordu. Mülakatta adayın kendini ifade ediş şekli, iletişim becerileri, öz güveni, duruşu, mülakatta göz önünde bulundurulan hususlardı. Bu öğrenci alım sisteminde yüksek rütbeli subaylar, generaller, bürokratlar, siyasiler, veya alımlarda görev yapan kişilerin yakınları bile torpil yaptıramıyordu. Çünkü kurulan sistem bunu engelliyordu. Bütün aşamalar birbirinden bağımsızdı ve görevli personelin görev yaptığı yerin dışında başka bir yerde bulunması yasaktı. Okulda personelin cep telefonu bulundurması da yasaktı. Diğer Askeri Okullarda da sınavlar benzer şekilde yapılıyordu. Yani bir aday adayı ögrencinin, aday öğrenci olabilmesi için ÖSYM’nin yaptığı üniversite sınavlarıda dahil toplam 7 aşamayı geçmesi gerekiyordu. Sadece yazılı sınav sonucu bir öğrencinin Askeri Okulu kazanması için yeterli değildir. Konuyu bu açıdan değerlendirmek daha uygun olur. 

Gelelim Askeri Lise sınavlarına. Askeri Lise Sınavlarını 2016 yılına kadar ÖSYM yapıyordu. Askeri Liselerin yaptığı yazılı bir sınav yoktu, Askeri Liselerde sorular hazırlanmıyordu, ÖSYM’nin sınavı Askeri Liseler bünyesinde yapılmıyordu. Askeri Liselerde öğrenci alım dönemlerinde ön sağlık muayenesi, fiziki yeterlilik testi ve mülakat işlemleri yapılmaktaydı. 

Sonuç olarak müstear isimli kişilerin; GATA sınavı soruları verildi, Askeri Okulların Sınav Komisyonlarından sorular sızdırılıyordu gibi söylemleri doğru söylemler değildir. Yukarıda belirttiğim üzere Askeri Okullara özgü bir sınavın olmadığı yerde GATA sınavı sorularının verilmesi diye bir şey olmaz. Üniversite ve Askeri Lise sınav sorularının ÖSYM tarafından hazırlandığı ve uygulandığı bir ortamda ise Askeri Okulların Sınav Komisyonlarının sınav sorularını sızdırması diye bir şey olamaz. Zira doğru olmayan bu bilgilerde ısrar etmek, Erdoğan rejimin kendi kadrosunu kurmak için tasfiye ettiği, darbeyle uzaktan yakından alakası olmayan bir birinden nitelikli ve donanımlı Askeri Okul Personellerine bir hakaret olur..! 

Gazeteciler toplumu doğru bilgilendirmekle sorumludur. Sizinle paylaştığım bilgileri göz önünde bulundurup ‘Geç kalmış bir hasbihal-3’ isimli yazınızda düzeltme yapacağınızı ümit ediyorum. 

Şuna da değinmekte fayda var. 15 Temmuz 2016 olaylarından sonra Askeri Okulların idari ve akademik personellerinin neredeyse tamamı tasfiye edildi. Askeri Liseler kaldırıldı. Sınav sistemi baştan sona değiştirildi. Yüksek öğrenim düzeyindeki Askeri Okulların artık kendi sınavı var. Üniversite sınavıyla artık öğrenci alınmıyor. Bu sınavı da ÖSYM yapıyor. Mülakat komisyonlarında artık kura ile personel görevlendirilmiyor. Sadece belirli personeller görev yapıyor. Mülakat komisyonlarında artık emekli askerler de görev yapıyor. Bu durum 15 Temmuz 2016’dan sonra KHK ile düzenlendi. Mülakat Komisyonlarının başındaki kişi SADAT başkanı Emekli Tümgeneral Adnan TANRIVERDİ. Artık, Çankaya ilçesi AKP ilçe başkanı bile Personel Temin Merkezlerine faks çekip torpilini yaptırabiliyor. Bu bilgileri toplumun bilmesinde fayda var. 

Sevgiler… “

****

Açıklama böyle.

Öncelikle kendisine teşekkür ediyorum.

Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına bu tür açıklamalar önemli. 

İçeriğe gelince…

Kerem müstear isimli tanık, soruların askeri okul komisyonlarından geldiğini söylemiyor zaten. Hatta burada benim bir hatam oldu. ‘Kerem’, “O yıllarda GATA’ya ÖSYM sınavları ile giriliyordu” demiş olmasına rağmen ben bunu önemli bir detay olarak görmeyip ÖSYM kısmını çıkardım. Hata ettiğimi şimdi anlıyorum. Bundan dolayı bütün okuyuculardan ve ’Kerem’den özür dilerim. 

Dolayısıyla aslında bu açıklamanın tek muhatabı ‘Polat’ müstear adlı tanık olabilir diye düşünüyorum. 

O da zaten benim “Sorular nereden geliyordu?” soruma, Başımızdaki kişiden geliyordu. Muhtemelen okul komutanlıkları sınav komisyonunda olanlardan geliyordu. Ancak sadece askeri okul sınavları değil. KPSS, YDS (Yabancı Dil Sınavı) da geliyordu. ALES de geliyordu. Hepsi geliyordu. ÖSYM’nin yaptığı sınavların soruları da geliyordu. Ben konumum itibariyle bunların hepsini bilgi ile söylüyorum size.” demişti. Yani tam olarak nereden geldiğini bilmediğini, kendilerine son ulaştıranının başlarındaki ‘abi’ olduğunu ifade ederek ‘muhtemelen’ kaydı ile bir tahminini paylaşıyordu. Devamında sadece askeri sınavlar değil diğer sivil sınavlar içinde benzer bir ağın kurulduğu iddiasını ÖSYM’yi de dahil ederek ortaya atıyordu. 

Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra açıklamayı ve haberde geçen diğer iddiaları siz okurların takdirlerine bırakıyorum.

ahmetdonmez.net\\\\\\\'e Patreon ile destek olun..
Become a patron at Patreon!

17 YORUMLAR

  1. Bizzat askeri LİSE giriş sorusu alan-veren canlı kanlı insanlardan dinledim. Nasıl yapıyordur iddianamede yazar. ÖSYM sınavlarını zaten almışlar 2010 KPSS tamamen doğru. Askeriye içinde yazılı sınavdan sonra mülakatta torpil yada sağlık da eleme olayı da var. Sağlıkta doktorların elemesiyle ilgili dolu itirafçı var. f16 pilotlarındaki cemaatçi oranı %98-99, böyle bir oranı doktorlar senden olmadan yapamazsın.

    Poliste tüm sınavları ÖSYM hazırlamıyordu, onda komisyon var ve komisyon vermiş.

  2. Ahmet bey bu tür iddiaları ortaya atanlar bu işlerin başlangıcına dair bir tarih veriyorlar mı?

    Diğer bir sorum da, istihbarat örgütlerinin yönettiği bir dünya da yaşıyoruz, istihbarat örgütleri de en çok gazetecileri etkiler. İstihbarat operasyonlarına maruz kalmama adına hangi kriterleri kendinize uyguluyor sunuz?

  3. Baştan beri sizi takip ediyor samimiyetinize inaniyorum ama bu asker beyefendinin yazdiklari çok hayati enazında arguman bazında şuana kadar yazdiklariniz çöp oldu…

  4. “Askeri okullarda daha önce görev yapmış ve 2016’da ihraç olmuş bir subay öğretim görevlisiyim” diyerek kendini tanıtan Arkadaş,

    sizin izahatlarınız, soruların çalınamaz olduğuna dair değil, çalınmadığına dair değil ki, çalanların asker olamayacağına, ösymli olacağına dair. bu kadar.

  5. Bende “sorular veriliyordu” iddiasinin dogru olmadigini dusunuyorum. Bu tamamen bahsi gecen okullara giren Zeki Anadolu cocuklarina iftiradir ve rejim’in bu masum insanlara yaptigi zulmu hakli gosterme gayretidir. Cemaatin yetistirdigi genclerin belkide tamami Zeki ve caliskan gencler, bunlarin soru verilmeye ihtiyaci yok. Su an tutuklu bulunan askeri ogrencilerden osym sinavlarinda derece yapan ogrencilerde gosteriyorki bunlar hakkiyla by okullara girdiler. Ismini su an hatirlayamadim ama bir emekli komutan, Cemaati seven kisilerin her alanda cok basarili olduguna dair bir konusmasi var. O kadar basarililarki onlari almak zorunda kaliyorsunuz diyor. Sozun kisasi cemaat bu millete hizmet etsin diye insan yetistirdi fakat bu millet bunun kiymetini bilmedi vesselam……

    • Yorumunuzdan anlaşılıyor ki yazıları hiç okumadan yorum yapıyorsunuz.Çünkü hem o ismini hatırlayamadığınız o komutanın adı hem de tam olarak cümleleri var benim yazımda.Zaten onu ben paylaşmışım ve okuyucuya hatırlatmışım. İlk argümanınız, yani bu gençlerin soruları almaya ihtiyacı olmadığını, zaten çok zeki olduklarını da bu yazı dizisinde ifade ettim. Lütfen yorum yazmadan önce en azından yazıyı bir okusanız…

  6. Gazetecilik kutsal değildir! Meslek kibri insana çok şeylet yaptırır!! Kerem den özür dilemek de ayrı bir absürt!!! Özür dilemen gereken bir cemaat var! Kerem değil!!

  7. Bu iddiaları ilk defa Reis ortaya atmıştı! İlk sahip çıkanlara bakınız ve bir de daha sonra üzerine atlayanlara bakınız! Ne koparırsak kardır diyorlar muhtemelen ?

  8. Ösym sorularının 1991 de alındığını soruları gören bir arkadaşımdan duymuştum. Bu iş çok eskilere gidiyor galiba.

  9. Doğruları, yanlışlarla karıştırıp sunmanın bir tanımı vardı. Burada da aynısı görülüyor. Bu yazıda kesinlikle bir algı yaratma çabası var; TSK’de, askeri okullara öğrenci alımı o kadar sıkı düzenlenmiş ki, başvuran binlerce öğrenci soru çalmiş olsa dahi girebilmesi kesin değil! Asıl nokta burası: Binlerce kişinin başvuru yaptığı böyle bir sistemde soru çalmak anlamsız ve gereksiz, dolayısıyla soru çalma olmamıştır!

    Harp okulları ihtiyacını askeri liselerden karşılar. Liseyi bitirinceye kadar eğitim, disiplin vs nedenlerle ayrılmak zorunda kalan öğrenciler olduğundan ve sivil liselerde okumuş olanlara da bir imkan sağlamak maksadıyla dışarıdan öğrenci de alınır Harp okullarına. Kara Harp Okulu mevcudu diğer okullardan kat kat fazladır. Kara Harp Okulu’nda her dönemin mevcudu da 960 civarıdır. Dışarıdan öğrenci alımı 50’yi geçmez. Yani %5 civarıdır. Peki, öğrenci alımını bilen biri neden sayıları bu şekilde abartsın. Ya hiç bilimiyordur, gerçek değildir, ya da biliyordur, fakat belli bir takım amaçları için bilerek manupule ediyordur. 1000 kişi alınacak okula, 15 bin öğrenci başvuruyor derseniz ve bir de buna, bir çok acayip zorlayıcı aşamalardan geçildiğini de eklerseniz, soru çalmanın pek bir işe yarayamayacağına insanları kolay ikna edersiniz. Fakat 50 kişi alınacak okula, 500 kişi başvuruyor derseniz ki, 15 bin kişi başvursun, yalanınızı saklayamazsınız,! Önceki dönemlerde baraj puanı bilindiğine göre, o barajın çok çok üstünde 60 kişiye soruları verdiğinizde, 50 kişilik kontenjanı tamamen kendi adamlarla dordurmanız %100’dür.

    Mülakat, ön sağlık, fiziki yeterliliği de öyle bir anlatmış ki… Ön sağlık dediği, dışarıdan şöyle bir bakınca, kişinin görünüşünde tespit edilecek konular; ağzında burnunda yamukluk, yüzünde leke var mı, gözü şehla mı, şaşı mı? Elinde kolunda çarpıklık var mı gibi şeyler. Fiziki yeterlilik dediği de; 5 barfiks, 10 şınav, 15 mekik, 1500 m koşmak vs. Mülakatta bakılanlar ise anlama, kendini ifade etme, kafası yerinde mi gibi basit şeyler, diksiyon, pelteklik vs. Elemeler de en çok fiziki yetersizliklerde, spor da olabiliyor. Cemaat’in bunlara sahip olan 100 öğrenci bulması çok mu zor? Ayrıca şunu belirtmeliyim ki, açıkçası Harp okulunu bilmiyorum, fakat askeri liselerede yazılı sınavdan önce mülakat, fiziki yeterlilik ön sağlık elemeleri yapılır. Buralarda elenmeyenler yazılı sınava girer. Daha sonra sağlık raporu alınır. Ayrıca en başından başvururken savcılıktan alınan temiz kağıdı da eklenmeli. Herhangi bir sabıka kaydı olmamalı!

    Yani her şey sınavda başlıyor ve bitiyor. Sınavdan sonra sevk edilen hastanede çürük alınması ihtimal dışı, şayet hiç hesapta olmayan, bilinmeyen ciddi bir hastalık çıkmaz ise, ki, bu da çok çok istisnai bir durumdur. MİT, Polis, Jandarma soruşturması ise, ailevi ve toplumsal bir durum olup olmadığıdır. Başvuranın bir sabıka kaydı olmayabilir, fakat aile bireylerinden birisin ya adli, ya da aşırı siyasal bir durumu olabilir. Bu da istisnai bir durumdur. Bunları da genelde mahalledeki muhtara, bakkala, berbere vs sorarlar. Zaten bu tür özelliklere sahip, yani dışarıdan görülmese de, hem sağlık durumu bozuk, hem de vukuatlı bir aileye sahip olan birileri de, bunları bile bile Harp Okullarına başvurmaz!

    Sonuç olarak en önemli konu sınav. Diğerleri öyle çok zor şartlar ve başarılması çok zor olmayan konular.
    Yani ÖSYM sınavından en yüksek puanı alanlardan 50 kişi Kara Harp okuluna girer. Bu kadar basit! Bütün soru, en yüksek puanı kim alacak?

    • Soru alinmasi ile ilgili yaptigin arguman, yazarin dediklerine ters degil. Verdigin sayilar yanlis ozellikle %5 olayi ki askeri liseden gelenler subay olur bide bunun astlari var. Zor katogorilerden geciyorlar evet ama oralarda sen varsan senin icin zor degil adami olamaynlar icin zor. Bos yapmayi birakin artik bence. Adam bilale anlatir gibi anlatmis. Ha sen anlamak istemzsen bu daha guzel en azindan rahat uyursun..

  10. Butun bunlari bir de AKP cemaat evliligi goz onunde bulundurarak irdelemekte fayda yok mu? Meselenin adini soru calmak degil de soru vermek olarak degistirseniz bir boyut daha ortaya cikar. AKP iktidara geldiginde zaten var olan cemaat mensubu zekalari kullanarak yerini saglamlastirmaya calisirken, mezardan cikip destek veren cemaat elemanlarina AKP nin bir kiyak cekmesidir olup biten. Sinav sorularina tereyagindan kil ceker gibi kolayca ulasan abiler bunu devletin denetiminden kacirabilmemin yolunu ya cok iyi biliyorlardi, ya bu devletin sinav sistemi o kadar delik desikti ki, sorular ortalikta dolasirken alip kullanmamak safdillik olurdu, yada bu sorulari bizzatihi devletin elemalari sizdiriyordu bu abilere..
    Bu calma-veme mevzusu cemaatin 17 Aralikta evliligin bitmesine sebep olan rusvet iddalarini da tamamen yok sayiyor. Calinmis sorulari kullanmak, sorulari calmak, veya bu sorularla kul hakki yemekle, AKP nin yedigi kul haklari, rusvet paralari arasinda ne fark var?
    Calmak yada vermek pek bir sey fark etmiyor. Al gulum ver gulum. Sonucta ne olduysa kotu giden bir evlilikten sonra yasanan bosanmadan sonra oldu. Butun kirli camasirlari ortaya dokulen, en mahrem konulari ortaya sacilan , basarisiz evliliklerde en buyuk zarari masum cocuklar cekiyor. Cemaat cocuklarinin AKP cocuklariyla yasadiklari kardes kavgasi, dokulen kanlar, yerlere sacilan arsiz namussuz hatiralar ve bunlarin ceremesini ceken saf, masum, temiz hizmete inanmis insanlar guruhu, yani o adlarini kirlettiginiz emeklerini ziyan ettiginiz, bircogu nemli kuflu duvarlar arkasinda gun sayan Anaodulu cocuklari. Esma Uludag bu evliligin gunahlarinin bedeli olarak caninin parcalarini burada birakip giderken ne AKP ne Camaat liderlerinin sirca sarylarindan inciler eksilmiyosa..dindardan, dinden ofkeyle bahesen bir nesil sekillenirken hala kendi itibarlarini ve koltuklarini korumaktan baska gayesi olmayanlarin sayisi hala ayniyken..
    Allaha havale etmekten baska elinden bisey gelmeylerden biri olarak ben hakkimi ve masumlarin hakkini helal etmiyorum. Evlilik bitti, ev dagildi, arkada bir harabe var. birileri sadece cenazeyi bekletiyor..

    ister para calin ister bilgi calin..

  11. Yapılan yorumlardan, ÖSYM’nin Harp Okullarına ve GATA’ya özel bir sınav yaptığı izlenimi ediniliyor. ÖSYM Harp Okulları ve GATA için yaptığı özel bir sınav yoktur. Normal üniversite öğrenimi için yapılan ve yaklaşık bir milyon kişinin girdiği sınavlarla Harp Okullarına ve GATA’ya öğrenci seçiliyordu. Küçüklüğünden beri asker olmayı hayal etmiş olan istisnalar dışında da yüksek puanla kazandığı bir bölümü bırakıp da Harp Okullarına giren birisi var mıdır? Sanmıyorum.

  12. Şunu da hatırlamak gerek. Bazı askeri personel harp okulundan sonra yurt dışına master eğitim için katılırdı. Bu kişiler sadece askeri sınavları geçmekle kalmaz, MIT gibi dünyanın en kaliteli ve saygın üniversitelerinden kabul almak için ciddi üniversitenin sınavlarını da geçmek zorundalardı. Kopya çeken bir insan bunların hiçbirini beceremez. Lütfen önemsiz dediğiniz o hayati detayları atlamayınız.

  13. F. Gülen’in soru hırsızlığına kılıf olabilecek fetvası bile var. Bu soruların çıkacağını nereden biliyorsunuz, diyenlere bu fetvadan ilhamla: “Abiler rüyalarında görmüş.” diyorlarmış. Peki sorular rüyada görülebilir mi? Bu soruyu F. Gülen Fasıldan Fasıla-4 kitabının “Rüya Hakikatı” başlıklı bölümünde şöyle cevaplıyor: “Meselâ, bazı kimseler, daha sonra kazanacakları bir başarıyı, çok öncesinden rüyalarında görebilmekte ve gireceği imtihan sorularını bütün ayrıntılarıyla müşahede edebilmektedirler. “

  14. Evet, elestiri yaptigini sanan arkadas yaziyi sadece kismen onaylamis. Bu iddialari kabul etmeyen birinin bile olayi farkinda olmadan onayladigini gosteriyor. Yazidan sunu anlamamiz lazim. Zaten basarili arkadaslarin basi yakilmis. Bu bir toplumu yok etmenin en mukemmel yolu gibi. Eger MFG bir ajan oldugu varsayilirsa bu mukemmel yerine oturuyor. Ama ben onun oyle oldugunu dusunmuyorum sadce oyunu kuralina gore oynamis. Su an kendisine once itaat ogretilen sonra son gun soru verilerek hataya sevkedilen genclere sahil cikmasi ve boyle bir hata olmussa sorumlulugu aliyoruz demesi icap eder. Bir kismi yapmis digerleri temiz olayida hikaye, sistemin icindekilerin %90 ni cocuklarin o tur kurumlara tesvikinde orfak calisir ve bu olaya direk soru verenler kadar olmasada ortaktir bence. Cocuklari tesvik edenler yolun guvenli oldugunu garantide etmis olmalidirlar. Dolayisi ile bu genelini kapsar. Evinde guzel arkadaslar icin birseyler yapan yapinin disindaki anadolu halki tamamen masumdur. En azindan bu mevzuuda…

CEVAP VER

Yorumlarınızı giriniz!
Buraya isminizi giriniz