HABER YORUM – AHMET DÖNMEZ
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücedele (TEM) Şubesi’ne bağlı polislerin, “FETÖ” soruşturmaları çerçevesinde adı geçen bazı isimlerden ‘bağış’ adı altında rüşvet istediği ortaya çıktı. Kendisinden rüşvet istenen şüphelilerden bazılarının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi. Buna göre polisler, savcılıktan veya mahkemeden serbest kalan şüphelileri hedef seçiyor. Ek soruşturma ya da ek ifade adı altında yeniden bu isimlere ulaşan polisler, maddi durumuna ya da daha önceki pozisyonuna bakarak farklı tutarlarda paralar istiyor. “Bunu kendimiz için değil, şehit aileleri için istiyoruz” veya “Vatan için, millet için” gibi gerekçeler sunuyorlar. Karşılığında da serbest kalacakları vaadinde bulunuyorlar. Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, bunu “FETÖ borsası” şeklinde nitelemişti.
Ankara TEM Şube’nin bu şekilde rüşvet istediği 4 kişiye ulaştım. İsimlerini açıklamak istemiyorlar. Bir kez gözaltına alınıp mahkemeden serbest bırakılan bir kişi, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Serbest kaldıktan sonra beni Ankara TEM’den aradılar. ‘Ek ifadenize başvuracağız’ dediler ama avukatsız gelmemi tembih ettiler. Şaşırdım. Neden avukatsız ek ifadeye gidiyorum? Ben de bir yakınımı alıp gittim. Kızdılar. ‘Biz sana yalnız gel demedik mi?’ diye tepki gösterdiler. Zaten ortada bir ifade alma falan, böyle bir işlem yoktu. Laf olsun diye… Sonra asıl maksada geldiler. ‘Şehit aileleri için para topluyoruz. Bağışlarınızı bekliyoruz’ dediler. 6 bin 500 lira istediler. Daha sonra avukatım aracılığıyla savcılığa hakkımda ek bir ifade talebi olup olmadığını sordum. Savcılık ‘yok’ dedi. Yani TEM polisleri, sırf para koparabilmek için bu ek ifade işlemini uydurmuşlar. Savcı, ‘Bir daha ararsalar bana bildirin’ dedi. Suç duyurusunda bulunduk.”
“İFADE VERMEYE AVUKATSIZ GEL”
Ek ifade için çağrılan bir başka şüpheli de “Bana ‘avukatsız olarak sizi bekliyoruz’ dediler. Şaşırdım. ‘Ek beyanda bulunmak istemiyorum, söyleyeceğim yeni bir şey yok’ dedim. Gelirsem de avukatımla geleceğimi söyledim. ‘Avukata gerek yok, o kadar ciddi bir durum değil’ dediler. Ama ben yine de avukatımla gittim. Sinirlendiler. ‘Sana yalnız gel demedik mi?’ diye terslediler. Ortam gerildi, bağırıp çağırdılar. ‘Sen görürsün!’ diye beni tehdit ettiler.” diyor.
Bir başkası, “Beni telefonla arayarak hakkımda soruşturma olduğunu söylediler. Gittim. ’10 bin TL ver, savcılığa bile gitmeden serbest kal’ dediler. Tamam deyip çıktım. Avukatımı aradım. Parayı vermedim. Şikayetçi oldum.” diyor. Bir diğer şüpheli, “Bana, Kızılay’da bir kafe ismi verdiler. Orada buluşacağım polislere parayı vermemi istediler. Dedikleri tarih ve saatte oraya gittim, tarif edilen kişilere 5 bin TL verdim. Sonrasında artık serbest olduğumu söylediler. Korktum, şikayetçi olamadım. Böyle bir çok kişi var. 12 bin TL istenen var, 4 bin istenen var, bin 500 istenen var, durumuna ve konumuna göre…” diyor.
ŞAMİL TAYYAR, “FETÖ BORSASI VAR” DEMİŞTİ
Eski AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Nisan 2018’de Beyaz TV’de “Çok ciddi bir FETÖ borsası var. Milyon dolarlar dönüyor. ‘İtirafçı’ adı altında, tırnak içinde, işadamlarını serbest bırakıyorlar. Türkiye’nin bir çok yerinde var.” ifadelerini kullanmıştı. Tayyar, açıklamalarının ardından savcılığa giderek tanık sıfatıyla ifade vermiş ve bildiği vakaları paylaşmıştı. Buna rağmen başkent Ankara’da, TEM polislerinin kendi içinde bir ‘borsa’ kurmuş olması ilginç. Bu durumda ortada üç tane seçenek var. Ya savcılıklar ciddi bir soruşturma yürütmüyor ya bu ‘borsanın’ sivil ya da resmi uzantıları üzerinde herhangi bir yaptırımları yok ya da bu borsanın bir ayağı da adliyelerde.
Nitekim İstanbul’da böyle bir suç üstü vakası olmuştu. 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Akdemir, “FETÖ” soruşturmaları kapsamında tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan Fi Yapı’nın sahibi Fikret İnan’dan rüşvet alırken suç üstü yakalanmıştı. Akdemir’i 50 bin dolar karşılığında tahliye eden Akdemir, daha sonra zorla 50 bin dolar daha isteyince yakayı ele vermişti. Akdemir, kendini tanıdık bir yöntemle şöyle savunmuştu: “FETÖ ile en etkili mücadele eden’ isim benim. Kripto FETÖ’cüler, Fikret İnan ve savcılık bana kumpas kurdu.”
Temmuz 2018’de de farklı illerde hakim ve savcılarla bağlantılı bir çeteye operasyon olmuştu. Bursa merkezli operasyonda gözaltına alınan 8 kişiden 5’i tutuklanmıştı. Çetenin, Kocaeli, Bursa, Manisa, Yalova, İstanbul, Diyarbakır, Urfa, Konya, İzmir ve Eskişehir’de bazı soruşturma ve davaları etkilemeye çalıştığı, bu kapsamda 6 hakim ve savcıyla bağlantı içinde çalıştıkları belirlenmişti. Çete elemanlarının “FETÖ” davalarında yargılanan sanıkları bularak rüşvet karşılığı tahliye sözü verdikleri ortaya çıkmıştı.
Bunun dışında MİT raporlarından adını sildirme, gözaltı listesinden ismini çıkarma, yurtdışı yasağını kaldırma gibi vaatlerle işadamlarından rüşvet isteyen çetelere de rastlanmıştı.
Ben de 6 ay Silivri’de yatan bir akademisyenim. Davamız İstanbul’da görüldü. Tutuklu olarak yargılanırken tahliye edildiğimiz duruşmadan bir gece önce eşlerimiz aranıp “yarin sizin dosyadan şu kadar kişi tahliye edilecek ama şu kadar para getirmeniz lazim” denilmiş. Kimse para vermedi ama ertesi gün dedikleri sayıda kişi tahliye edildi.
Ben de 6 ay Silivri’de yatan bir akademisyen doktorum. Davamız İstanbul’da görüldü. Tutuklu olarak yargılanırken tahliye edildiğimiz duruşmadan bir gece önce eşlerimiz aranıp “yarin sizin dosyadan 6 kişi tahliye edilecek ama 100’er bin TL getirmeniz lazim” denilmiş. Kimse para vermedi ama ertesi gün dedikleri sayıda kişi tahliye edildi.