O intifada başlıyor mu?
Hani Hayrünnisa Gül’ün bahsettiği…
24 Haziran seçiminde Abdullah Gül’ün çatı aday olup olmayacağı tartışılıyor. Bazı muhaliflere göre Tayyip Erdoğan’ı tahtından indirebilecek yegane isim o. Olabilir. Belki politikanın realiteleri gerçekten de onu işaret ediyor olabilir.
Gül’ün böyle bir gücü var mıdır yok mudur, bu tartışmaya girmeden ben kafamdaki başka soruları sormak isterim.
Mesela en büyük merakım şu ki, Abdullah Gül meydanlarda ne söyleyecek? Seçmenden ne diyerek oy isteyecek?
Doğrudan sorayım: Seçmen Gül’ü, daha önce deruhte edip de gereklerini yapmadığı Cumhurbaşkanlığı koltuğuna bu kez görevlerini yapsın diye mi oturtacak?
CHP’si, İYİ Parti’si, Saadet’i, HDP’si, bütün Türkiye bir araya gelip Gül’ü, Cumhurbaşkanı yapmak için mi gece gündüz çalışacak?
İyi de kendileri zaten Cumhurbaşkanı değil miydi? Sanırım bunu bir tek kendisi bilmiyordu. Elinde birçok yetki vardı. Tamamını Erdoğan’a peşkeş çekti. Sırf AKP tabanını kaybetmemek için. “Ben yine siyasete döneceğim ve bu tabanda siyaset yapacağım” hesap-kitabı içerisine girerek Erdoğan’a diktatörlük yolunu açan da hâk-i pâ-yi zât-ı âlileri idi.
İnsan gerçekten hayret ediyor!…
***
Şimdi kaderin cilvesine bakın ki o taban kendisini Majestelerinin Beyaz Gül’ü olarak görüyor. “İngiliz Abdullah” diyorlar. Bilakis rakip partilerin tabanlarına muhtaç hale geldi.
Şimdi oralara yaslanarak mı cumhurbaşkanı adayı olacak? Yani bir zamanlar üstünde siyaset yaptığı tabanı kaybetmemek için altın tepside sunduğu diktatörlüğü Erdoğan’dan geri almak için, bizzat o rejimin kurbanı olmuş, mağduru haline gelmiş, acısını çeken veya en azından memnuniyetsizliğini yaşayan diğer kesimlerin oylarını mı isteyecek şimdi? “Evet, seni vuran silahın şarjörünü ben doldurdum, kusura bakma. Gel şimdi yardım et de o silahı elinden alalım” mı diyecek?
Hangi yüzle? Neden versinler bu desteği kendisine? Neden güvensinler? O yetkilerin kat kat fazlasını bir daha Erdoğan’a peşkeş çekmeyeceğinin garantisi nedir?
***
Ne diyecek mesela?
“Demokrasi raydan çıktı, beni Cumhurbaşkanı yapın, yeniden rayına oturtayım” mı diyecek?
İnsanlar sormayacak mı, nasıl rayından çıktı diye?
Acaba kendisinin imzaladığı kanunlar sayesinde olmuş olabilir mi?
“Hukukun üstünlüğü kayboldu. Bağımsız yargı sizlere ömür” mü diyecek misal?
Peki Şubat 2014’te, yargıyı hükümetin emrine veren HSYK Kanunu’nu kim onaylamıştı? Hem de Anayasa’ya açıkça aykırı olmasına rağmen. Üstelik bizatihi kendisi, kanunda 15 ayrı Anayasa ihlali tespit ettiğini açıklamasına rağmen. Hem yurt içi hem yurtdışından gelen onca uyarıya rağmen gitti noter gibi o yasayı onayladı.
Gazeteler, “Hükümete Gül gibi HSYK” başlığını kim için atıyordu acaba? O gün bağımsız yargının tabutuna çiviyi kendisi çakmadı mı? 17 Aralık yolsuzlukları için hesap vermek istemeyen Erdoğan’ın, adalet mekanizmasının temeline koyduğu dinamiti ateşleyen dönemin Cumhurbaşkanı olarak kendisi değil miydi?
***
Başka ne diyecek?
“Sokaklarda huzur kalmadı. Kimsenin can güvenliği yok” mu diyecek örneğin? E tabi, MİT güpegündüz başkentten adam kaçırıyor. Aylar sonra kemiklerini kırmış, gözünü morartmış, kafasını yarmış bir vaziyette emniyete teslim ediyor. Hesap soran yok. Hatta konuşan bile yok.
Sayın Gül otobüslerin üstüne çıkıp MİT’i mi eleştirecek? İstihbarat teşkilatına sınırsız yetki veren yasayı onaylayan kimdi diye sorulmayacak mı o zaman kendisine? “Türkiye Suriye gibi olur” diye uyaranlara rağmen imzalamadı mı yasayı? Şimdi kalkıp “Güzelim ülkemizi muhaberat devletine çevirdiler” mi diyecek?
***
“Wikipedia bile yasak” mı diyecek ya da? İnternet yasaklarını mı eleştirecek? O zaman da önüne kendi onayladığı internet yasakları konulmayacak mı? “Twitter yasağını onaylayıp da VPN’le tweet atan Cumhurbaşkanı sen değil miydin?” diye sorulduğunda ne cevap verecek?
İnsan gerçekten merak ediyor.
***
İşadamlarına kurulan baskılara, yapılan tehditlere, şirketlere hukuksuzca el konmasına, sermayenin haydutça el değiştirmesine mi tepki koyacak? “Sen daha Kayseri’de sayısız hayrını gördüğün Boydak’lara çökülürken bile sesini çıkaramamış adamsın” dendiğinde bir cevap verebilecek mi? Ne diyecek mesela?
***
“Bu Erdoğan’la bir tek ben baş ederim” mi diyecek? O zaman Mayıs 2014’teki Danıştay toplantısında yaşananlar hatırlatılmayacak mı? Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına sinirlenen dönemin başbakanı Erdoğan, ergenler gibi ortalığı birbirine kattıktan sonra yanındaki Cumhurbaşkanı Gül’ü de çanta gibi peşine takıp salondan ayrılmamış mıydı? Protokolde devletin bir numaralı koltuğunu temsil eden şahsiyet, makamını başbakan karşısında mostralık etmemiş miydi?
Şimdi kalkıp “Türkiye tek adam yönetimine teslim edilemez” mi diyecek?
***
Bütün AK trollerin maskarası yapılarak Köşk’ten indirilen ve bir gün öncesinde parti kongresi toplanarak yeniden başbakan olması engellenen Abdullah Gül, şimdi intifada mı başlatacak? Zamanında kendi hakkını bile savunamamış iken şimdi bütün hakkı yenmişler adına bir adalet yürüyüşü mü ateşleyecek?
***
Yoksa “He, yaptım, ama hele bi sor bakalım niye yaptım” mı diyecek millete?
Bir gün Bilo, kendisine devamlı bunu söyleyen Maho’ya, “Soruyorum ulan, niye yaptın?” deyivermişti o filmde.
Şimdi aslında sırf bunu diyebilmek için bile Gül’ün adaylığına destek vermek var da…
Çıksın hepsini tek tek açıklasın bakalım. Ben de merak ediyorum, acaba ne diyecek?
Tabii adaylık iddialarını yalanlayıp “fitne” açıklaması yapmazsa…
TR7/24